Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1062 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
-Spoiler- ANNA KARENİNA Kitap Anna Karenina isimli karakterimizin ihaneti duygu ve düşünce dünyası etrafında birçok karakterin duygu durumunu analiz ediyor. Kitap yorumu yazmada yeni olduğum için ve böylesi uzun bir kitabı okumak çok fazla zamanımı aldığı için başı ve sonu arasında bağlantı kurmakta biraz zorlanıyorum ama zaten burada anlatmak istediğim komple olay örgüsü değil. Ben daha çok kitapta dikkatimi çeken duygu durumları hakkında konuşmak istiyorum. Bunların birincisi Anna Karenina'nın ihanetinden sonra Anna'nın Aleksey'den nefret etmesi. Dürüstlüğü ilke edinmiş ve Rus edebiyatında henüz çömez denebilecek bi seviyede olduğumdan dolayı bu ihanet beni sinirlendirmekle beraber ister istemez beni Aleksey'e yaklaştırdı.Bu da Anna'nın bu nefretine daha çok sinirlenmeme sebep oldu. Ama beni asıl şaşırtan şey bu kadar nefret etmeme rağmen Anna'yı anlayabilmem oldu. Benzer durumlara gerçek hayatta maruz kaldığımdan ya da daha doğrusu Tolstoy'un üstün insanı anlayabilme, analizleyebilme ve anlatabilme kabiliyitlerinden kaynaklandığı açık. Hepimiz isteyerek ya da istemeyerek zarar verdiğimiz insanlardan, düşüncelerden, nesnelerden nefret etmeye başlıyoruz. Bu illa bir eş olmak zorunda değil. Annemizin sözünden çıktıktan sonra annemizi suçlamaya başlıyoruz, öğretmenimizi dinlemeyip anlamadığımızda öğretmenimizi suçluyoruz vs. vs. Aslında içten içe onların haklılıklarına kızıyoruz. Ben bunu bir nebze Feride'nin Kamuran'a çamur fırlatmasına da benzetiyorum. Onu o kadar kusursuz görüyor ki bu kendi kusurlarını yüzüne vuruyor ve onun kusursuzluğunu bozmak istiyor. Anna her ne kadar Aleksey'e zarar vermek istemesede hissettiği nefret aynı. Bahsetmek istediğim diğer bir duygu durumu Anna'nın intiharı hakkında. Karakterimiz sevgilisine karşı hastalıklı bir şekilde kıskançlığa sahip yanında olmadığı dakikalarda onu aldattığını düşünüyor vs vs. Bu da sürekli kavga etmelerine sebep oluyor. Her kavgadan sonra Anna intihar etmeyi düşünüyor. Ama bunu isteme sebebi yaşamını sonlandırma isteği değil de daha çok karşısındakine zarar vermek için. Aslında barıştıkları zamanlarda bunun ne kadar hastalıklı bir düşünce olduğunun, intihar etmek istemediğinin kendisi de farkında. Ama yine de hırsla hareket ettiği zamanlarda kendine hakim olamıyor. İstediği tek şey karşısındakine zarar verebilmek ve bunun da en güzel yolunu kendini öldürmek olarak seçmiş. Kıskançlık krizi geçirdiği anlardan birinde canına kıyıyor. Diğer bir duygu durumumuz Levin’in toprak yaşamına karşı duyduğu sevgi. Aslında bu kitap içerisinde belki de çok önemli bir yere sahip değil ama kendi hayatımdan bir kesit gibi gördüğüm için buna da değinmek istedim. Levin belki de hepimizin arada bir kapıldığı düşüncelere kapılıyor aslında. Acaba işçi sınıfından biri olarak bu dünyaya gelmiş olsaydık nasıl olurdu? Daha sade bir hayat daha mutlu olmamızı sağlarmıydı? Kitapın son kısımlarında bahsedilen dini-felsefi düşüncelerin yazarın kendi düşünce dünyasından çıktığı aşırı belli oluyor. Tolstoy kendi içinde sorguladığı Tanrı konusunu kitaba taşımış ve Levin’in ağızıyla bir sonuca bağlamış. Tolstoy Levin’in ağızından‘ Akıla anlaşılamayan bilgi bana, benim yüreğime hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde verildi, bense ısrarla bu bilgiyi akul ve sözlerle ifade etmeye çalışıyorum.’ diye yazmış. Anladığım kadarıyla yazarımız bu konuda Allah’ın varlığının kanıtlarla ispatlamanın manasız olduğunu, ama imanın içinde doğan, var olan bir şey olduğu sonucuna varmış.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,1bin okunma
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.