Küreselcilik insanlığa tek ve kaçınılmaz yol olarak, emperyalist kapitalizmin öncülüğünde, sermayenin dizginsiz hareket ettiği, işçilerin ve emekçilerin birbirlerinden koparak atomize olduğu, “insanın insanın kurdu” olduğu bir dünyayı sunar. Bir kadercilik felsefesidir. Küreselciliğin çürütülmesi ve reddedilmesi uluslararası sermayenin ideologlarının savunduğu dünyanın dışında bir dünya olabileceğini kanıtlar. Teorik eleştiri bu başka dünyanın kapısını açar. O dünyaya girmek ise pratik eleştirinin, yani devrimin işidir.