Öncelikle yazıma başlamadan şunu belirteyim ki; Değerli yazarımız 
Mehmet Yılmaz Bey'in şahsıma bu kitabı hediye ederek beni ne kadar mutlu ettiğini bilmesini isterim ve kendisine teşekkür ederim.
Eser; 1.Dünya Savaşı yılları ve sonrası olarak, günümüze kadar gelen bir aile soy ağacı çerçevesinde, bir yaşam öyküsü sunuyor biz okuyuculara. Avukat Tunahan Bey'in dedesinin ve ailenin isteği ile, Romanya cephesinde şehit olan büyük dedeleri Mustafa'nın, bir kabri bir hatırası var mı? özlemiyle bir kaç günlük Romanya seyahatine çıkar. Bu isteğe en çok hasret çeken ise Şehit Mustafa'nın oğlu olan, Tunahan'ın dedesidir. Bu güzel temenni ve sevgiyle uğurlanan Tunahan Romanya'ya adımını attıktan sonra başka bir dünyanın içinde bulur kendisini. Tunahan Bey Bükreş'te; geçmiş yılların hatırası, atalarının toprakları ve Tuna nehrinin büyüleyici atmosferinin tadını çıkartır. Bir büyük aşkın başlamasına da engel olamaz. Duygu yüklü bir yürekle de vatan toprağına geri döner.
Kırım ve Balkan Türklerinin vatanlarına bağlılığı, yaşamış oldukları sefalet ama onurlu hayatları, sosyal yaşamları, Cumhuriyet öncesi ve sonrası bir büyük kardeşlik ve çaba bizlerin geçmişimize daha bir bağlı kalmasına neden oluyor .Şurası önemli ki Kırım ve Balkan Türkleri'nin veya başka ırktan insanların ; o çok çetin geçen 1. Dünya Savaşı ve yıllarında ne diyordu eserde:'' Kırım'dan Türkiye'ye geldik, yaşamımızı kurduk lakin bir müddet sonra Çanakkale Savaşında farklı farklı cephelerde savaştık, beraberce vatanımızı savunduk''. Demek ki mülteci veya başka konumda olmak -beraberce yaşadığın ülkenin savunması gelişmesi için çabalamak- buna engel olmuyor. Eskiden yaşadıklarımızı günümüzde de görebilmek umuduyla...
Romanda atasözleri, deyimler, ufak ama güzel şiirlerle ve zaman zaman tarihi bilgilere yer veriliyor. Olay, zaman, yer örgüsü içinde ve kişilerin kendi ağzıyla sanki yaşıyormuş gibi anlatarak ve bunu siyah başlıklarla belirtmesi okuyucuyu sıkmıyor. Çok güzel bir sadelik ve en ufak bir basım hatası olmaması eseri daha okunabilir bir hale getirmiş. Ayrıca yazarımız eserde yaşanan aşk olayını, konunun esas teması olmadığı için, tabiri caizse aşk-meşk konularının sınırını iyi ayarlamış. Şevval-Tunahan ilişkisi çok sade, kaliteli, cıvıklığa mahal vermeden yazıya dökülmüş. Burada yapılan en ufak bir hata(Canım aşkım cicim ) olayları engel olunamaz bir biçimde eserin içine işleseydi kitap kesinlikle basit olurdu ki zaten yazarımız bunun çok farkında. Çevre betimlemeleri, tarih bilgileri gayet başarılı. Cengiz Dağcı'ya yapılan göndermeler güzeldi. En kısa zamanda herkesin okuması dileğiyle...
··
12 görüntüleme
Evvela zahmet edip okuduğunuz, sonra da değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim hocam. Bir yazar için -ki benim gibi mütevazı şartlarda ki bir yazar için de en güzel şeylerden birisi eserinin okunup, beğenilmesidir. Üstelik bu beğeninin kitapsever kişilerden olması ayrıca bir mutluluk kaynağıdır.
Aile tarihinde hiç bir şekilde Balkanlılık ya da Kırımlılık bulunmayan benim gibi biri için bu roman yitirilmiş vatanlara bir saygı duruşu manası taşıyordu. Sanırım biraz da olsa başarabilmişim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.