Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cinsellik
CİNSELLİK DEVRİMCİ BİR ALANDIR Kadın ve erkeğin biyolojik, fiziksel değişimleri sıklıkla paralel gitmez. Bu farklılık, haz, merak ve istek olgusunu da değişken kılar. Bu durumu ilişkimizde unutulmaması gerekenler listesine yazmalıyız. Cinsellik konusunda değişime açık olma alışkanlığı edinmeliyiz. Cinsellik, cinsel yaşam; deneysel, spontane yaşanacak devrimci bir alandır. YENİLİĞE AÇIK OLUN! Cinsel yaşam, istediğimiz oyunu karşılıklı rızalar dahilinde oynayabileceğiniz bir oyun alanıdır. BENİM ARZUM, BENİM İSTEĞİM İnsanda istek, varoluşuyla başlayan, ölümüne dek devam eden bir süreçtir. Bunun coşkusunu, hormonal durumun yanı sıra duygu durumu, sosyal süreç, tramva gibi etkenler belirler. “Arzu“ ise, basit olduğu kadar sancılı bir şeydir. Öyle ki, yönlendiniz kişiye karşı yoğun, çoğu zaman karşı konulmaz bir akış içine girersiniz. Onu “arzu“ edersiniz. İstediğiniz, kokusu, teni, bakışıdır. Arzu, ki bir ses duymadım bile zaman zaman yettiği bir haldir. Cinsel tatminin, hazzın zirve yapması için tek bir eylem yeter kimi zaman. Hey sevgili kadınlar! Cinsel istek, arzu, haz duyma ve orgazm ömrün sonuna kadar, her yaşta yaşanabilen bir şeydir! BENİM ASLAN OĞLUM! Sevişme başlangıcında davetkâr olmak… Bizler, davetin kadından gelmemesi gerektiği gibi bir alt cümleyle hareket ederiz. Nedeni basittir: Çok istekli ve arzu eden bir kadın olmak ayıp! İstemediğimiz halde eş ya da sevgilinin sevişme talebine “Evet” demek… Cinsel ilişkiyi “ayıp olmasın”, sık sık “Hayır” diyen taraf olmamak için görev gibi yapmak, hazdan fedakarlık etmek, bedenin taleplerini görmezden gelmek… Burada kadın, “görevi”, ilişkideki fedakarlık olarak taşır. Ancak üstü örtülü gelişen psikolojik sıkıntılar, cinsellikten uzaklaşmayı da beraberinde getirir ve sonunda korkulan olur, ilişkiye yansır, isteksizlik başlar. Erkek açısından baktığımızda; erkek evlatlara bazı kalıplar ve yargılar yüklüyoruz, onlara her “Aslan oğlum”, “Prensim” deyişimizle o kadar büyük ve iddalı sorumluluklar da yüklüyoruz. Neden mi? Çünkü bu aslan, iktidar sahibi olmalı… Sözünü dinleten, savaşçı, mücadeleci, koruyucu, kısacası hayatın her alanında yüksek performans sergilemeli. Tabii cinsel istek ve arzu söz konusuysa, burada avcı kimşiğini üstüne geçirmeli… Beklenen bu, inanılan da… Sürekli performans kaygısıyla yaşamak zorunda bırakarak, büyük yükler taşıtırız onlara. Kaygısı yüksek bu ruh hali, bedensel ve duygusal hazzın zayıflamasına neden olur, ki bunu sıkça görüyoruz. Birbirini anlamayan, önemsenmediğini düşünen, az konuşan, ortak hayal kuramayan çiftlerle daha sık karşılaşırız. Karşılıklı olarak suçlamaların olduğu, cinsel yaşamın gitgide nitelik ve nicelik olarak kısırdöngü içine girdiği ilişkiler… BUNLARDAN LÜTFEN UZAK DUR! - Erkek duygularını belli etmez: Maalesef bu cümleler, erkeklere “aşka ve şefkate ihtiyacı olduğunu saklamasını“ tembihler. İsteklerine, duygusal taleplerine ket vurmasını söyler ve işte bu ketler cinsel yaşamdeki o rollerine yansır. - Erkek hayatın her alanında başarılı olmalı, cinsellikte de!: Cinsel yaşam, sınırsız bir renkli alandır. Zira tüm bu öğretiler, o renkli alana sınırlar koyar, başarıya ulaşmak için kaygı davranışları sergilemeye zorlar. Olabilecek her türlü “başarısızlık“ erkeğin cinsiyeti ile ilgili imajını zedeler. - cinsel ilişkiye erkek başlatır: Bu yargı, kadın/erkek cinsel isteğinin doğal akışı bozan bir durumdur. Kadının istek ve arzularını dile getirmesinde, cinsel yaşamda katılımcı aktif rol almasında durdurucu bir etkendir. Erkek için de sürekli etkili ve üstün tutum geliştirme zorunluluğu yaratır. Aktif rol alan kadına olumsuz bakış açısı geliştirmesine neden olur. Cinsel alan, iki kişinin gönüllü ve haz almak için oluşan doğal motivasyonlarla yaşanabilecek bir keşif alanıyken, yargılar altında kuralları kişinin koyduğu belirsiz bir ringe dönüşebilir. - Erkek her zaman hazırdır!: Bu koşullama belki de erkek için en ağır olanı. Cinsel istek duymadığı durumlara zorlamak. Cinsel istek duysa da duymasa da cinselliğini ilişkiye girme zorunluluğu olarak yaşamak. Erkeğin istekliliği ne aşamada olursa olsun cinselliği hep hazır olmasını beklemek; beğenilerini, duygularını göz ardı etmek. - Kadınların cinsel isteği azdır: Bu yanlış inanış kadını en mağdur eden, ömür boyu cinselliği yaşamaktan, talep etmekten, kendinden bile utandıran bedeli ağır bir inanıştır. - Yaşlılık cinsel yaşamın bitmesi demektir:  Evet, doğrudur, yaşla birlikte biyolojik açıdan cinsel yaşam da olumsuzluklar baş gösterebilir. ancak yaşlılıkta da aktif cinsel yaşam mümkündür. Cinselliğini, cinsel isteğin sıklıkları azalabilir ama haz almaya, uyarılmaya devam eden bir beden vardır. Sağlıklı bir ruh ve beden sağlığı için her yaşta cinsel yaşam devam eder, etmelidir. - Menopoz kadının cinsel isteğin yok eder: Kadına yönelik bir yanlış inanış daha. Bu, üreme ile cinsel yaşamı bir tutan toplumsal bakışın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Oysa menepoz dönemi kadın için sadece yürümeye yöneliktir, yani yumurtlamasının sonlandığını işarettir. Üstelik, cinsel yaşam açısından da istenmeyen gebeliğe yönelik riskin ortadan kalktığı bir dönemdir. Kadın, gebelik kaygısından ve aylık periyot sıkıntısından uzak daha özgür bir cinsel yaşam sürebilir. Bedensel ve ruhsal olarak yeni keşiflere ve hazlara açıktır. Cinsellik konuşulmalı, cinsel sağlık bilgileri öğretilmeli, çocuğun ve gencin sorularına cevap verilmeli; seçimlerine, istek ve arzularına eşit ölçüde saygı duyulmalıdır. BUNLAR YANLIŞ, İNANMA! - Cinsel birleşme sevişmektir: Sevişme için cinsel birleşme dışındaki dokunma, okşama, öpme ve uyarılmayı göz ardı eder. Cinsel ilişkide duygusal alanın tatmin olması, sıcaklık yakınlık hislerini de kapsar. - sevişmek için erkeğin cinsel organının sertleşmesi şarttır: Kaygı artırıcı bu durum ereksiyon sıkıntısına yol açar. Bu, cinselliğin hazzını gözardı eden bir yanlıştır. Uyarılma için önemli olan spontanlığı, konsantrasyonu bozar. Bu inanış, çiftin kendine ait bir ritim oluşturmasını engeller. - Çiftin birlikte orgazm olması gereklidir: Birlikte orgazm yaşanmadığında yetersizlik duygusu oluşur. Oysa bu, süreç içinde tesadüfen yakalanabilen bir andır. Sözün özü, aynı anda orgazm şart değildir. Karşılıklı olarak sıcaklık duygusu ve uyarılmayla orgazma yaşamak keyifli olur. Kimin önce veya sonra orgazm olduğu çiftlerin belirleyiceği bir oyundur. - Sertleşme olmuyorsa kadına ilgisi, sevgisi kalmamıştır: Cinsellikte erkekten kaynaklanan bu sorunu kadın her zaman kişiselleştirmemelidir. - Hayır denmez…: Sevişmeye davette hayır demeyeceği, sağlıklı olanın kadının cinsel birleşmeyle orgazm olmasıdır inanış ve yargıları cinsel yaşamımızı yaralamış, engellemiş ve tatminsiz bırakmıştır. - Kadın için…: Kadınlar istek ve arzuların rahat dile getiremedikleri gibi, sevişme sırasında eşini yönlendirme, duygularını paylaşma konusunda da utangaç, çekingen kaldığından orgazma ilgili sıkıntılar yaşar. Libida yaşam enerjisidir. Cinsel dürtüler ve haz talebi insanın doğal akışında yaşamın her alanında toplum ne derse desin kesin bir gerçekliktir. MASTÜRBASYON Kadın veya erkeğin ruhsal/bedensel gelişiminde anlamlı bir yeri vardır. Kişinin kendi bedenini keşfinde, hazzı tanımasında, cinsel dürtünün doyumunda, hayal gücünün gelişiminde önemli bir araçtır. Fiziksel ve ruhsal sağlığa olumsuz etkisi yoktur. Aksine insana ait cinsellik dürtüsünün doyuma ulaşmasını sağlar, gerginliği giderir. Mastürbasyon, cinsel yaşamı düzenleyen unsurlardandır. Kendini keşifte, kendine dokunarak haz alan, beyne hazzı yaşatan bireyler, cinsel açıdan daha huzurlu ve keyifli olacaktır. Kız ve erkek çocuklarını cinsellik hakkında bilgi alması için, eğitimli kişilerin her yaşa uygun sağlıklı ve doğru bilgi verdiği danışmanlık merkezlerinin olmasıdır. Böylece çocuklar sorularına cevap alabilir, bilimsel doğrularla yönlendirilebilir ve daha sağlıklı seçimler yapabilirler. Bunları yapmak iyidir: - Bedensel keşifden (her yaşta) asla vazgeçmeyin. - Önce kendi bedeninize dokunun. - Karşınızdaki bedene dokunun, dokunarak birbirinizi tanıyın. - Erotik bir dil oluşturun. İki kişinin seks üzerine sözcükleri olmalı… - Canınız istediğinde talep edin. (Kadın/Erkek) - Canınız istemiyorsa sade ve özenli bir üslupla bunu söyleyin. - Her mekanda sevişebilirsiniz. Seksinizi yatak odasına ve gecelere mahkum etmeyin. - Uzun okşamalara ve öpüşmelere önem verin. - Ön sevişmeyi mümkün olduğunca uzun tutun. Unutmayın, kadın hazzı için ön sevişme önemlidir. - Seks bir oyun alanıdır. Oyunlara açık olun, cinsel fantezilerinizi birlikte oluşturun. - Konsantre olun. Konsantrasyonumuzu bozacak onları seçmeyin. - Uzun sevişmelerin keyfi kadar, hiç beklemediginiz anda baştan çıkarılmanın da mümkün olduğunu unutmayın. - Öfke ve kırgınlıklarınızı sevişme anına taşımayı. Haz alanı, intikam alanı değildir. - Yargılarınızdan, geçmiş deneyimlerinizden kurtulun. - Erotik film, öykü, roman gibi malzemeleri birlikte paylaşın. - Kendi “ayıbımızı” yaratın. Sözcükler, hareketler, giysiler, sesler… Size dair olsun. - Bedenin uyarıları okşayarak, öperek, yalayarak, emerek alındığını unutmayın. Yeni davranışlara açık olun, deneyimleri reddetmeyin. - Cinsel haz, orgazm, bütün beden kullanılarak alınabilir. Hazzın tek gerçeği vajina-penis değildir. -  Çiftlerden birinde haz konusunda sorun çıkabilir. Bunu kaygıya dönüştürmeyin. - Seksinizi sohbet konusu yapın. Kahve, çay içerken seks iyi bir sohbet konusu olabilir. Sohbet etmek iyi gelebilir. - Cinsel yaşam, haz ve keyif her yaşta yaşanır. Bedensel şevkat ve haz talebi ölene kadar kadın ve erkek için devam eder. Sevişmek, salt cinsel dürtü tatmini değil, duygu ve düşüncemizin onayıdır. Güven duygum uzun beslenmesi; beğenildiğimizin, arzulandığımızın cevabıdır. Daha da önemlisi, ilk sevişmemizden bu yana her sevişme yeni bir keşfe açık olmuştur. Bunu fark edelim. Değişen bedensel ve ruhsal cevaplarımızın peşini bırakmayalım. Cinsellik devrimci bir alandır. AŞK HAZZI DORUKLARA MI TAŞIR? Evet; onu görmeniz, gözlerine bakmanız, kokusunu duymanız, sadece onunla konuşmanız bile sizi uyarmaya yetiyorsa, bir başkasından haz almayı hayal bile edemezsiniz. İştahınız kapanır, karnınız ağrır, içinizi sürekli bir heyecan kaplar, beyin aktiviteniz, odaklanmanız ve detaylı düşünme yeteneğinize artar. Var olma amacınızı bulursunuz ve aşıksınızdır işte. Cildiniz, gözünüz ışıldar, yaşam enerjiniz değişir, hatta üretkenliğinız artar. Aşk da dahil olmak üzere tüm duygularımız beyinde üretilir, algılanır ve sonlanır. Aşk ile sevişme, heyecanlanma, keyif alma ve haz almayı neredeyse temin eder. Çağlar değişse de henüz cinsellik hazzının üstünde bir haz bulunmamıştır, ki halen hepimiz bu hazzın peşinde koşarız. Cinsellik için olmazsa olmaz iki unsur var: cinsel arzu ve cinsel istek! CİNSEL İSTEKSİZLİK Eğer kişinin uzun soluklu bir ilişkisi/evliliği varsa çiftler arasındaki iletişimin artırılması, utanma, kaygı, öfke ve kırgınlıkların kaldırılması üzerine çalışmalar yapılır. Gizli kalmış arzu ve fantezilerin uyandırılması ve bunun çiftlerin ilişkisine uyumlu hale getirilmesi sağlanabilir. İstek azlığının ilaçla tedavisi mümkün değildir. CİNSELLİK VAROLUŞ NEDENİMİZDİR Ön sevişmeye vakit ayırın! Cinsel aktivitede bulunan iki insan cinselliğe ilişkin kendilerinde yer etmiş inanışları, toplumsal değerleri, yargıları, utançları, kaygıları konuşabilmeli ve birbirlerine bunları aşma konusunda yardımcı olmalıdır. Kadının doyumu daha karmaşık, duygusal ve bedensel açıdan erkekten farklıdır. Kadının uyarılması, haz alması ve orgazma ulaşması için “ön sevişmeye yeterince zaman ayırması“ gerekir; dokunmak, okşamak, öpmek, yalamak, emmek gibi cinsel davranışlar buna dahildir… Cinsellikte kendini keşfetmek ne kadar önemliyse, karşılıklı iki bedenin birbirini keşfe çıkması da, o kadar önemli ve eğlencelidir. Aktif bir cinsel hayatımız varsa dahi kendi bedenimizle ilgilenmekten, ona dokunmaktan, onu tekrar tekrar keşfetmekten ve kendimizle haz almaktan geri durmamalıyız.
Sayfa 193 - Doğan KitapKitabı okudu
·
569 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.