Gönderi

son 20 sayfadaki tüm alıntılarım;
Genç nesli aklımızda bulundurarak, inanca geri dönen bütün eski inançsızlar için sorulması gereken ilk soru şudur: "Gerçek, neden Lüteriyen veya Katolik kilisesinde değil de Ortodoks Kilisesi'ndedir?" Saklamaya çalışsa da Ortodoks Kilisesi'nin kendine has dini sembollerini, inancı ifade şekillerini kabul etmeyen herkesi düşman olarak kabul ettiğini gördüm. ...çocuklarını, kardeşini seven kişi onları doğru olmayan inanca çekmek isteyen birini yalnızca düşmanı olarak görebilirdi. Bu karşıtlık, kişinin öğretiler hakkındaki bilgisiyle doğru oranda büyür. Gerçeğin, sevginin birliğinde yattığını sanan ben bile, öğretilerin üretmeyi amaçladığı her şeyi yok ettiğini fark etmek zorunda kalmıştım. Benim de savunduğum düşünceye benzer şekilde, öğretiyi daha yüksek bir anlayışla kavramak, bütün samimi inananlarda olduğu gibi, farklılıkların ortadan kaybolmasına sebep olmaz mı? ...Belki böylece inancın esas olmayan yönlerinde değil ama temel esaslarında birleşebiliriz. O dönemde Rusya savaştaydı (1877-1878 Rus-Türk savaşı). Ruslar, Hristiyanlık aşkı adına birbirlerini öldürüyorlardı. Bunun üzerine düşünmekten kendimi alamıyordum. Cinayetin kötü ve inancın en temel ilkelerine ters olduğu gerçeğini görmezden gelemezdim. Buna rağmen insanlar kiliselerde kuvvetlerimizin başarıları için dualar ediyor, inancımızın öğreticileri cinayetlere inancın bir sonucu olarak bakıyorlardı. O dönem yaşamaya devam edebilmek için inanmam gerektiğine o kadar çok inanıyordum ki dini öğretilerde bulunan çelişkileri, belirsizlikleri bilinçsiz olarak kendimden sakladım. Dualar ve diğer şeyler, ekmek ve şarabın gizemi, bakire Meryem'e duyulan sevgi, diğerlerinden oluşan ibadetlerin neredeyse üçte ikisinin ya hiçbir anlamı yoktu ya da kendimi bunları açıklamaya çalışırken yalan üzerine yalan söylerken buluyordum. ...Kutsal günleri kutladıkça, benim en önemsiz bulduğum şeylere en büyük önem veriliyormuş gibi hissediyordum. Öğretilerinde doğruluk payı olduğuna şüphem yok fakat içinde yalanlar bulundurduğu da bir gerçek. Ben gerçek olanı da, yanlış olanı da bulmalıyım ki bunları birbirinden ayırabileyim. Yapmayı hedeflediğim şey budur. Hangi yanlışları, hangi doğruları bulduğum, hangi sonuca ulaştığım bu kitabın sonraki bölümlerini oluşturacaktır ki, eğer biri bunları işe yarar bulursa bu çalışmanın bir gün, bir yerde yayımlanacağını düşünüyorum. (Tolstoy, burada hiç yayımlamadığı "Dogmatik Teolojinin Bir soruşturması" adlı çalışmasını kastetmektedir.
·
533 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.