Gönderi

300 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 days
Dünyanın üç yüzü vardı. Biri kendine bakan, diğeri ise Yaratıcı'nın sonsuz isimlerine ve ahirete bakan. Kendine bakan yüzü asıktı, elem ve keder verici. Çünkü gelip geçiciydi. Dokunduğumuz an solan bir çiçekti sanki. Yakalayıp sevmek için can attığımız bir kelebek gibi. Yakalaya yazdığımız anda uçup gidiveren. Ne dokunmamak mümkündü ona ne de solmasına razı olmak. İki arada bir deredeydik. "İyi ki böyle," diye geçirdim içimden. "İyi ki soluyor, bıktıriyor ve usandırıyor. Yoksa sonsuzluğu istemek nereden aklımıza gelirdi? Bakışlarımızı dünyadan alıp ebediyete ve Ebedi Olan'a nasıl çevirebilirdik? Ondan kaçıp nasıl can atardık bir daha hiç bölünmeyecek ve kendisinde ölünmeyecek bir hayata." "Sevgili dünya hayatı," dedim. Dediğimi duydum. Yalnız değildim. "Sen" dedim, "gerçekten sevilesi bir hayatsın. Dur, hemen havalara girme. Sadece ve sadece şundan: O'nun dışındakilere kalbimizi bağlamamak seninle mümkün. Dokunduğumuz çiçeğin narin yaprakları solmazsa biz ne yaparız?" Dünya hayatı anlamlı ve sevilesi geldi bana o an. Ebedî hayatı kazandırdığı için. Âşık olmuşçasına bağlandığımız dünya uğurlar olsun dediğinde yüreğimiz burkulur. Doğru. Ona küseriz, kırılırız, bıkkınlık duyarız. İyi ki de böyle olur. Aynı dünya ilave eder: "Bu misafirhaneden ebede gideceksin." Sözleri acı, suratı asık bir bilgedir dünya. Mustafa Ulusoy tanımakta geç kaldığınız bi yazar olmasın. ❤
Dünyanın Üç Yüzü
Dünyanın Üç YüzüMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 2018866 okunma
·
180 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.