Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

280 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Manuel Castells’in 1977 yılında kaleme aldığı “City, Class and Power” isimli eseri Türkçeye 1997 yılında “Kent, Sınıf, İktidar” şeklinde çevrilmiştir. Özellikle 1960 sonrası dünya genelinde yaşanan kentsel çelişkiler ve bu çelişkilerin sebeplerinin ve sonuçlarının açıklanmasında daha önceki kent kuramları tartışmalara yol açmıştır. Kent tartışmalarında özellikle kentsel çelişkileri açıklamada Castells’in 70’li yıllarda kaleme aldığı eseri bu çelişkileri toplumda işgücünün yeniden üretimi ve ortak tüketimin organizasyonu bağlamında açıklamaktadır ve bu anlamda özgün bir yer tutmaktadır. Kentsel krizi, devletin işgücünün yeniden üretimi amacıyla kente giderek daha müdahil hale gelmesini, ortak tüketim alanlarının artan toplumsallaşmasını, ekolojik hareketleri ve yeni kent hareketlerini, tekelci kapitalizmin ve devlet yapısının tarihsel dönüşüm dinamikleriyle açıklayan Castells, bu temellendirmesinde kentsel çelişkileri anlamak ve açıklamakta tarihsel ve yapısal bir analiz sunmuştur. Kent, sınıf, iktidar, sırasıyla; 1.Kentsel Kriz, Siyasal Süreç ve Kentsel Kuram, 2.Ortak Tüketim ve Gelişmiş Kapitalizmde Kentsel Çelişkiler, 3.Kentsel Kriz, Devlet Politikaları ve Devlet Krizi: Fransa Deneyimi, 4.Kent Planlamasının Toplumsal İşlevi: Fransa’nın Kuzey Kıyısının Kentsel Endüstriyel Gelişimi İçin Yapılan Devlet Müdahaleleri, 5.Kentsel Yenileme ve Toplumsal Çelişki, 6.Kentsel Toplumsal Hareketlerin Ortaya Çıkışında Toplumsal Nedenler: Paris Metropoliten Alanının İncelenmesi, 1968-73, 7.İdeolojik Mistifikasyon ve Toplumsal Konular: Amerika Birleşik Devletleri’nde Ekolojik Hareket, 8.Kent, Sınıf ve İktidar, isimli sekiz makaleden oluşmaktadır. Castells bu eserinde kentsel çelişkileri birden çok empirik araştırmaya dayandırarak ortaya koymaktadır. Bu somut veriler ışığında kentsel çelişkilerin sınıf dinamiğinin sadece üretim ilişkilerine dayanmadığını ortaya koyarak klasik Marksizme bir eleştiri getirir. Çelişkilerin daha temeline inildiğinde sadece üretim ilişkilerinin organizasyonu değil tekelci kapitalist devlet yapısının işgücünün yeniden üretiminin organizasyonunu sağlamak için kente ve bağlı olarak ortak tüketim alanlarına müdahalesinden, bu müdahalenin hâkim sınıfların lehine gerçekleştirilmesinden kaynaklandığını söyler. Castells’in 70’li yıllarda Paris’te yapmış olduğu saha çalışmalarına dayanan pek çok makaleden oluşan bu kitabında ortaya koyduğu ‘yeni kentsel hareketler’ kavramı sosyal bilimlerde kent kuramlarına daha da özelde toplumsal hareketler tartışmalarına yapmış olduğu özgün katkılarından biridir. Kapitalizmin hâkim olduğu gelişmiş toplumların siyasi hayatında kentsel çelişkiler giderek büyük bir gündem haline gelmektedir ancak bu ne tesadüfi ne de zorunludur. Bu durumun temel sebebi kapitalist sermaye mantığının belirlediği toplumsal ilişkilerde yatmaktadır. Castells bu çelişkilerin neden siyasallaştığına ilişkin özellikle iki olgununun belirleyici olduğunu ortaya koyar. Bunlar; mekânın örgütlenmesi ve ortak tüketim araçlarının üretimi, dağıtımı ve yönetimidir. Bu noktada kapitalizmin gelişmesiyle doğru orantılı olarak ortak tüketim araçlarına devlet müdahalesinin artmıştır. Castells bunun sebeplerini kapitalist gelişimin dört unsuruyla ele almaktadır; sermayenin yoğunlaşması, kapitalizmin evrimi, üretici güçlerin evrimi, sınıf mücadelesinin gelişimi. Bütün bu kapitalist süreçler göstermektedir ki kent sadece bir mekan değil tarihsel bir sürecin ürünüdür ve toplumsal yapının önemli bir yansımasını sunmaktadır. Bu anlamıyla ele alındığında kent iş gücünün yeniden üretiminin sağlanması yoluyla bir tüketim işlevine sahiptir bu işlevi yerine getirirken en önemli unsur ortak tüketim araçlarıdır ancak bu araçların sağlanması kar getirici bir işleve sahip olmadığından kapitalist sermaye mantığı maliyeti karşılamaz. Bu çelişkinin sonucunda ortak tüketim araçlarının üretimi, dağıtımı ve yönetimine devlet giderek müdahil hale gelmektedir. Ortak tüketim araçlarının bu organizasyonu azınlık bir sermaye grubunun lehine işlemektedir ve geri kalan çoğunluğun tahakküm ve sömürüsüyle sonuçlanmaktadır. Bu da kentte protesto hareketlerine yani yeni kentsel hareketlere yol açmaktadır. Kentsel toplumsal hareketleri diğer toplumsal hareketlerden ayıran önemli noktalardan biri de kentsel sorunun geniş halk tabanı tarafından değil hâkim sermaye sınıfı tarafından siyasileştirildiğidir. Ortak tüketim araçlarının organizasyonu etrafında şekillenen kentsel krizin aşılması için geliştirilen kentsel politikalar aynı zamanda bir devlet krizinin de göstergesidir. Castells’ göre tarihsel süreç bu krizi açıklamak için yine devreye girmektedir zira bu durum devletin evrimiyle ilişkilidir. Kentsel organizasyonun denetimi ve düzenlenmesi için devlet tarafından yürütülen politikaların yanı sıra yine kent üzerinde toplumsal düzenlemenin bir aracı olarak kent planlamaları karşımıza çıkmaktadır. Castells Paris’in Dunkrik bölgesi üzerinde yaptığı araştırmayla planlamanın farklı yüzlerinin somut bir görünümünü sunmuştur. Planlama şirketleri kentin örgütlenmesindeki öneminin yanı sıra bu şirketlere ait belgelerin ve alınan kararların arkasında yatan ideolojik toplumsal çıkarların bulunduğunu göstermiştir. Belgelerin karşılaştırılması sonucu görülmüştür ki planlama sadece bir kentsel düzenleme anlamına gelmemektedir. Bu düzenlemenin arkasında hâkim sınıfın çıkarına maksimize etmeye yönelik kentin yalnızca fiziksel yapısı değil toplumsal yapısını da değiştirecek şekilde ticari bir merkeze çevirmeye yönelik bir rasyonalizasyon çabasının olduğu görülmektedir. Planlama sadece bir arabuluculuk düzeyinde kalmayıp planlama şirketlerinin sermayeden yana bir tutum sergileyerek Dunkirk bölgesinde bir iktidar alanı yaratıldığını göstermiştir. Kent üzerinde artan devlet müdahalesinin bir diğer görünümü olarak kentsel yenileme süreçlerini inceleyen Castells Cite-du-Peuple kentinde araştırmalar yapmış ve burada devletin izlediği kentsel yenileme programlarının önemi ve halkın protestolardan kentsel toplumsal hareketlere evirilen tepkilerini somut saha verileriyle ortaya çıkarmıştır. Yapılan araştırmalar 68’den beri verilen kentsel mücadelelerin “konut, ulaşım ve çevre” taleplerine yönelik olduğunu göstermektedir. Ancak izlenen kentsel yenileme programları bu taleplerin karşılanmadığı bulgular tarafından doğrulanmaktadır. Castells’e göre bu durumun temel nedeni üretim araçlarının toplumsallaşması ve tüketim araçlarının toplumsallaşması süreçlerindeki ortaya çıkan çıkarların çatışmasıdır diğer bir ifadeyle yenilenme programından etkilenen nüfusun çıkarlarıyla gayrimenkul işleriyle uğraşanların çıkarlarının çatışmasıdır. Bu çelişkiler sonucunda kentsel toplumsal hareketler kentsel yenilenme programı adı altında Paris’in yeniden fethedilmesi sürecine karşılık gelen devletin kentin toplumsal yapısı, işleyişi, siyasi demografik yapıya müdahalesini içeren bir sürece tepki olarak ortaya çıkar. Kentsel yenilenme programlarının etkilerine ilişkin yapılan araştırma sonuçlarına göre halkın konut talepleri karşılanmamış, çok sayıda insan yerinden edilmiş, sağlıksız konutların durumu iyileştirilmek yerine pahalı konutların yükseldiği görülmekte ve çoğu insan sağlıksız koşullarda ucuz konut bulabilmek için bulunduğu bölgeyi terk etmek zorunda bırakılmıştır. Bu sonuçların yanı sıra Cit’e- du-Peuple’ yapılan araştırma kapsamında Castells bu kentte yaşayan toplumsal taban, örgütlenme biçimi, toplumsal güçler, talepler, eylemler gibi metodolojik örüntülerin kapsamlı bir araştırmasını sunmuştur. Bu bölgede kentsel yenilemeye karşı geliştirilen kentsel toplumsal hareketleri inceleyerek üç tür sürece yol açtığını ifade eder: ortak tüketim sendikacılığı, kentsel politik hareket ve kentsel ideolojik hareket. Açıkça görülmektedir ki işçi sınıfının ekonomik örgütlenmesine dayanan bir ekonomik protesto süreci işgücünün yeniden üretiminin sağlanması için yapılan müdahaleler kentsel çelişkileri ortaya çıkarmaktadır. Ancak kentsel toplumsal hareketlerde özellikle öğrencilerin oynadığı rol, azınlık gruplarının (kara panterler gibi) verdikleri tepki, klasik toplumsal hareketlerden yeni toplumsal hareketlere dönüşümün göstergeleridir. Öğrencilerin, kadınların, çevrecilerin ve farklı ekonomik sınıflardan gelen insanların kentsel hak talepleriyle ortaya çıkan yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkışı ve klasik toplumsal hareketlerden farklı olarak çok sınıflı bir görünüm sergilediği tarihsel süreçleriyle birlikte ortaya konmuştur. Son olarak Castells’e göre kentsel protestoların başarılı olması “anında protesto” ve “baskı türünde bir sınıfsal mücadele biçimi” sergilemesine bağlamıştır. Bunun yanı sıra kentsel toplumsal hareket siyasallaştıkça başarısızlığa uğrar. Zira zaten başarısızlığa uğratmak için devlet tarafından siyasallaştırılarak meşru zemin sarsılmaya çalışılır. Yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkışının tarihsel süreçlerinin anlamada, işgücünün yeniden üretiminin yol açtığı sınıfsal çelişkilerin aşılması için devletin kente müdahalesini açıklamada ve sınıfsal eşitsizlikler temelinden filizlenerek sınıflar üstü bir görünüm sergileyen kentsel hareketleri anlamada Castells’in çalışması oldukça önemlidir. Castells’in de belirttiği gibi kent sosyolojisi için yeni olguları anlamada saha araştırmaları çok önemlidir. Bu anlamda “kent, sınıf, iktidar” hem yazıldığı dönem için hem de kentsel toplumsal hareketler araştırmalarına sunduğu katkılarla kent sosyolojisi içinde önemli bir eserdir.
Kent Sınıf İktidar
Kent Sınıf İktidarManuel Castells · Phoenix · 201526 okunma
·
209 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.