Kudüs meselesi, tarih boyunca hiçbir zaman 'Müslümanların kendiliklerinden bir araya gelmesiyle' çözülmemiş. Selahaddin Eyyûbî 1187'de Kudüs'ü haçlıların tasallutundan kurtarmadan önce, kendisine ayak bağı olan diğer Müslüman yönetimleri zapturapt altına almak zorunda kalmış. Osmanlı'nın Filistin'i fethi de, yine bir başka Müslüman yönetimin -Memlük- tarihin sayfalarına gömülmesi suretiyle gerçekleşmiş.
Kudüs'ü (ve diğer bütün mazlum topraklarımızı) kurtarmak için, coğrafyanın içinden çıkacak bir demir yumruğa ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Artık buna İslam Birliği, Ümmet Birliği, Hilafet vs. hangi ismi vereceğimiz bize kalmış. Netice değişmiyor: Bu düğümü, kuvvetli bir el çözecek.