#okudumbitti #JackLondon #DemirÖkçe #320sayfa #EkimAyı2ciKitap "Toplumun çarkı onu ezmeye kararlı kişilerin elindeydi" Peki ama neydi bu çark. 1)hukuk 2) basın 3)bankalar... Çarkın en önemli kollarını oluşturan hukuk sistemi ve kitleleri yönetmekte en etken kol olan basın, birde üstüne her türlü dalavereyi çevirebileceğiniz bankalar ellerinin altındaysa ahlaki davranışlar umurlarında olur muydu? Elbette olmazdı. Ben bir Jack London aşığı olarak bu kitabını neden şimdiye kadar okumadım ki diye çok kızdım kendime. Bir kitap gruplarında en sevdiğiniz distopik eser hangisi sorusunun seçenekleri arasında görmesem daha da beklerdi sanırım. Listede 6-7 kitap vardı ve ben bunlardan demir ökçe ve bir başka yazarın "biz" isimli kitaplarını okumamışım. "Biz" kitabı daha bekleyecek çünkü bende yok öyleyse demir ökçeyi okuyayım dedim. Sistemi öylesine güzel ve öylesini basit bir dille anlatmış ki( basit derken kötü anlamda değil. Herkes tarafından anlaşılabilirlik açısından dedim. Teorik kelimeler çok fazla yok) keşke herkes okusa. Kitapta tek yoran şey yine ve yeniden dip not fazlalığı. Puntoları çok küçük olunca zorluyor ister istemez. Ama kitaba bütünlük katanda o dip notlar elbette. Kitapta seni en çok etkileyen şey neydi diye soracak olsanız ilk aklıma gelen piskoposun aydınlanması ve sonrasında yaşadıkları derdim herhalde. Anna Rosylton ve ve genç Wickson da en az onlar kadar etkileyici. Jack London kitabın bir yerinde Türk vatandaşlığına geçmekle ilgili bir cümle kurmuş. İçimi sızlattı diyebilirim. Hiç öyle milliyetçi duygularla sızlamadı içim. Aksine söylediği şeyin ne yazık ki çok doğru ve halen şu çağda bile yaşanıyor olması sızlattı içimi. Neyse birkaç alıntıyla bitireyim. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir başyapıt. "İlkel kabile komünizminin çözülerek özel mülkiyetin yükselmesiyle başlayan sınıf mücadeleleri döngüsü, bir toplumsal varoluş aracı olarak özel mülkiyetin ortadan kalkmasıyla birlikta sona erecektir" "Egemen sınıf ahlakının büyük bir kısmı, o sınıfın çıkarlarından ve o sınıfın üstünlük hissinden kaynaklanır" (dipnottan alıntı) "Sosyete, çalışmadan oyalanan işsiz zenginlerin yarattığı bir şeydir" (dipnottan alıntı) "Eğer çağdaş insanın üretim gücü mağara adamının bin katıysa o halde neden bugün ABD'de uygun bir şekilde barınıp karnını yeterince doyuramayan 15 milyon kişi var" ne kadar önemli ve ne kadar güncel bir soru değil mi? "Neden bir ülkenin işçileri, kapitalist efendileri yararına başka bir ülkenin işçileriyle savaşsın" (dipnottan alıntı) yine güncel bir soru. "Sınıf ve kast sistemi üzerine kurulmuş bütün düzenler, kendi çöküşlerinin tohumlarını da içlerinde taşır." İşte umut bu yüzden var. "Bu kadar çok farklı amacın, birbiriyle bu kadar çelişkili çıkarların olduğu, bu kadar ihtilafın bulunduğu bir yerde dayanışma içinde olabileceğimizi bekleyebilir miyiz" evettt kolay değil ama imkansız da değil. "Eğer ileride Amerika bizim için tehlikeli olursa Türk vatandaşlığına geçebiliriz" aslında bunu espisi için söylüyor Ernest. Okuyunca anlayacağınız espirinin dipnot açıklaması ise şu şekilde "O zamanlar Türkiye'de çokeşlilik vardı" İşte içimi sızlatan şey bu oldu. Sanki halen yokmuş gibi dipnot düşülmüş. Neyse son olarak şunu da ekleyeyim. Kitapta özellikle son sayfalarda Uçurum insanlarından bahsedilmiş. Belki bilenleriniz ve okuyanlarınız vardır ama bilmeyenler için söylemiş olayım Jack London'ın aynı isimli bir eseri var ve muhteşem bir eser. Uçurum insanlarını da mutlaka okuyun derim. Kitapta yine bahsi geçen şikago mezbahaları listemde olan bir eser. En kısa zamanda almayı umuyorum.

Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,8bin okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Suzan gündüz