Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
Olmak ya da sahip olmak işte bütün mesele bu
Geçirmekte olduğunuz şu kısacık hayatı nasıl yaşıyorsunuz? Genele baktığınız zaman kendinizde tam olarak ne görüyorsunuz? Daha net ifadeyle anlarınızın ana belirleyici etkeni ne? Günümüz dünyasında (sistemi desek de doğru olur), insanların anları ele geçirilmiş ve çalışma koşullarından, kişisel gelişim kitaplarına kadar anları belirleyen her eylem ve etkinlikte, çok ama çok geniş bir yelpazede insan kuşatılmış durumdadır. Yoğun bir rasyonalist bakış açısı ve düşünme biçimi modelleri bombardıman halinde yağarken insanın bunlardan etkilenmemesi, hatta etkilenmeyi fark edemeyecek kadar etkilenmesi durumu söz konusu oluyor. Dolayısıyla insanları belli bir kalıpta toplayan, serbestlik ve özgürlük tanırken aslında tektipleştirici bir kimyaya sahip olan batı medeniyetinin artık global bir dünya medeniyeti haline gelmesi ortada iki tip insanın kalmasına neden olmuştur. Bu iki tip insandan ilki yüzde 99.9’luk bir kısmı elinde bulunduran sahip olma güdüsüyle yaşayanlar, geri kalan diğer kesim ise olmak* için yaşayanlar. Tam da bu noktada Erich Fromm araya girerek olmak* felsefesinin en kadim geleneklerinden biri olan Zen Budizmini ele alarak muazzam bir kitap çıkarmış ortaya. Rasyonel aklın eleştirisi olarak yorumlayabileceğimiz bu kitapta, Freud psikanalizinden belenen batı akılcılığına (Bu arada sorunun Freud kadar Kant’tan da kaynaklandığını düşünüyorum.) karşı alternatif bir psikanalitik çözümlemeler sunmaktadır. Bunu da Zen Budizm’i ile yapmakta. Spinoza’nın Budizm araştırmalarını, Nietzsche’nin Budizm övgülerini ve Fromm’un Zen psikanalizi gibi batı dünyasının muhalif filozoflarının bu konudaki tutumlarını genel olarak ele aldığımız zaman akılcılık merkezli yaşam modeline karşı büyük bir savaş başlattıklarını görmek mümkün olacak. Bu kitap da o savaşın en büyük cephelerinden biri. Çünkü psikanaliz noktasında ortaya çıkmış ilk ve en önemli eser. Peki bu olmak* ile anlatılan nedir? Ona da biraz değineyim. Bu, çok da yabancı olmadığımız bir konu. Özellikle Anadolu’daki Sufilik, Yesevilik, Bektaşilik akımları, Yunus Emre ile, Hacı Bektaş-ı Veli ile, Ahmet Yesevi ile temsil edilen Batıni felsefi görüş tam olarak Zen Budizmiyle eşdeğer bir anlam ve mana derinliğine sahiptir. Zen budizmi insan merkezli bir manevi yorum olup, gündelik ve kişisel sorunlara karşı oldukça donanımlı çözüm ve yorum sunan bir potansiyele sahiptir. Yani buna döneminin psikanalizi de diyebiliriz. Bu noktada Fromm batı dünyasının da kendini keşfetmesi için rasyonalitenin karşısına Zen Budizmini koyarak çok güzel bir eser çıkarmış ortaya. Henüz okumayan varsa tavsiyemdir. Kitapla kalın.
Psikanaliz ve Zen Budizm
Psikanaliz ve Zen BudizmErich Fromm · Say Yayınları · 2017317 okunma
··
1.213 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.