Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Oblomov
(Spoiler İçerir ) Çok uzun zamandır okumayı düşündüğüm bir karakterdi Oblomov. Miskinliğin. tembelliğin adı Oblomovdu. Kitabı okumasak bile biliyorduk onu. Kitabı okuduktan sonra asıl sorununun tembellik değil, aile yapısı ve yetiştirilme şekline bağlılık, çocukluğundan beri bildiklerine; tanıdığı aşina olduğu şeylere tutunup kalma olduğunu gördüm. Oblomovkaydı yaşadığı. Eski Rusya döneminde Oblomov'un doğup büyüdüğü yer. Oblomov büyüklerini yitirdikten sonra orda kalamamış ve şehre yerleşmiş. (Buradan da arkadaşı Tarantyev'in türlü oyunlarıyla başka bir eve...) Agafya, ev sahibesi , evden aldığı kira ile evin yeme içmelerini üstlenen cefalı kadın, bu yüzden çok önemli olmuştur Oblomov için. Mükemmel ev kadınlığı, Oblomov'u Oblomovka'ya götürmüştür. Çiftlikte bir zamanlar her şeyin düzgün işlediği, yemeklerin yapıldığı, rahat ev yaşamına... Oblomov'un tüm büyükleri evde yatarken , hep onlar için koşturan birileri olmuş ve Agafya'nın evin içindeki koşturmaları, çamaşır yıkamaları, yemek yapma, gidip gelme gibi faal hareketleri onu hep eski çiftlik evine götürmüştür, huzur yaşamıştır. Goçarev, Oblomov'un Agafya'ya gittikçe yakınlık duymasını şöyle anlatıyor; " Sevgiyle ilgisi olmayan, sadece bir insanın ateş karşısında yavaş yavaş ısınması gibi bir şeydi". Oblomov'u bu yüzden tembel bir figür olarak kodlamamak lazım gelir. Bu incelemede, kitabı okurken , kitabın bana ne hissettirdiğini ve yazarın yazım tarzında hoşuma gidenleri anlatmaya çalışacağım. Kitap bittikten sonra ilk dikkatimi çeken, neden Zahar'ın da Oblomov kadar ünlü olamayışı olmuştur. Efendi-uşak ilişkisine bakıldığında, iki karakter de insanüstü doğal davranışları olan, şahane dürüstlük, ve vefalılık örneklerini gördüğümüz; kimsenin onları menfaat karşılığında yollarından çıkaramayacağı bir ikili. Ne biri, diğeri olmadan yatamaz, kalkamaz, çorabını bile giyemez; ne de diğeri hizmet etmeden, yedirmeden, içirmeden yaşamak ister. Her iki taraf da , tohumları nasıl ekilmişse , o doğrultuda evrilmeyi , hayatlarını o şekilde devam ettirmeyi seçmişlerdir. Oblomov'un miskinliği ile ilgili kahkahalarla güldüğüm bir sahne var. Yattığı yerden kalkmaya çalışıyor, terliğinin tekini giyiyor ve diğer terliğini ayağı ile küçük bir çaba ile arıyor ve bulamayınca tekrar yatıyor :)) Hayatı, çiftliğini düzene sokmak için, işçilerine nasıl bakacağını, işleri nasıl oraganize edeceğinin hayallerini kurmak için ortam yaratmakla geçen sevimli, güzel yürekli Oblomov. En hareketli hayatını, aşık olduğu kadın Olga için bir süre yaşamıştır. Giyinip, hazırlanıp evden çıkıp Olga'yla görüşmeleri, Olga'nın çeveresinde hoşlanmadığı insanlarla iletişim kurması, davetler, tiyatrolar, nolcak bu ekonominin durumları konuşmaları ... İninden çıkmayı bir süre de olsa başarmıştı ama karşısına çiftlik sorunları çıkınca başaramıyor. Okuyucu olarak , lütfen n'olur artık gitsin o çiftliğine ve o evi yaptırsın, işçileri de mutlu olsun kendi de mutlu huzurlu yaşasın diyorsunuz. Tüm enerjinizle Oblomov'dan yana oluyorsunuz. Sonra Stolz den beklemeye başlıyorsunuz. Stolz, zeki, akıllı, aktif, dünya insanı, Oblomov'un en kadim dostu... Olmuyor , olmuyor. Oblomov olduramıyor. Öyle de güzel sevebiliyor ki, öyle yüce ruhlu ... Aşık olduğu kadının onu hak etmediğini bir mektupla bildirebiliyor. Doğru kişinin kendisi olmadığını, kanlı canlı hayata tutunabilen birinin bir gün karşısına çıkacağını ve o zaman beni daha iyi anlayacaksın diyebiliyor. O kişi , onun en kadim dostu olduğunda, dostunun kollarına atlayıp onunla birlikte sevinebiliyor. Böyle bir sevme işte Oblomov sevmesi. Aşk'ı bir kaç sayfada inanılmaz etkili anlatan bir yazar var karşımızda. Sayfa 479, 480, 481. Bu sayfaları okuyan, karşılık beklemeden sevmenin nasıl bir şey olduğunu görecektir. (Z jenerasyonu ne düşünür o konuda çok merak ediyorum mesela.) Bir zamanlar işi olarak yaptığı her uğraş, Agafya için nasıl bir aşkla yapma serüvenine dönüşür. Okumaya doyamadığım bir bölümdü benim için. Ve yazar'ın Oblomov'u, Agafya gözüyle bize tanıtması.. Yamalı hırkalı Oblomov, nasıl bakımlı bir centilmen olur onu göreceksiniz. Oblomov'un çöküş kısmını anlatırken yazar, çok güzel bir teknik kullanmış. Ev sahibe Agafya'nin kardeşi ile çiftliği emanet ettiği adam'ın kısa bir konuşması var. Bu kısa görüşmede okuyucu öğreniyor Oblomov'un paralarının imzaladığı senetlere gittiğini. Böyle gergin bir konuyu detaylı anlatmak yerine bir konuşma içinde veriyor. Senet imzalandıktan sonraki 18 ayın nasıl geçtiğini sadece o konuşmayı hatırlatarak vermiş oluyor. Okura sadece o konuşmayı hatırlatarak, Oblomov'un çöküş dönemini anlatmış oluyor. Son sayfayı okurken hüzün kaplıyor insanın içini. Oblomov artık yok, bitti, gitti diyorsunuz. Öyle bir canlı karakter ki, aynı sizin çok sevdiğiniz birinden ayrılmanız gibi, ölmesi gibi. Bu şahane eser için teşekkürler Gonçarov .
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma
·
157 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.