Spoiler içerir, ona göre okuyunuz.
"Aşkın özü , diğerlerine karşı kayıtsız kalmak değil midir?" şeklinde bir soru var Gurur ve Ön yargı kitabında. Bu sorunun cevabını aşkın özünü bulan karakterler hem diliyle hem de davranışlarıyla ortaya koyuyor. Peki bu karakterler kimdir, nedir, necidir; şimdi kendimce biraz bu kısmı irdelemek istiyorum. Başkahramanlarımız Mr.Darcy ve Elizabeth. Gururun ve ön yargının kitaptaki temsilcileri. Benim bu kısımla ilgili en etkilediğim kurgu; Darcy, gururu temsil edip olayları gurur çerçevesinde değerlendirerek yaşıyorken ön yargıyı da deneyimlemesi ve Elizabeth de ön yargı ile kitap sahnesine giriş yapıp açıklamalarını hep ön yargıdan besleyen biriyken gurur ile karşılaşıp önemli kanaatlerini bu gurura yaslaması oldu. Böylece ana karakterlerin her ikisi de hem gururu hem de ön yargıyı tecrübe ettiler. Bu fikrimi örneklemek isterim: Darcy'nin ön yargı ile davrandığı yer, Jane ile Bringley'i birbirlerinden ayırması idi. Jane'i doğru düzgün tanımadan Jane'nin, arkadaşına sevgi bakımından yetersiz kaldığını kendince düşünüp Bringley'i ayrılmaları için ikna edici çaba göstermesiydi. Elizabeth'in gururun yansıması ise bu olayları biraz gecikmeli de olsa öğrenip ön yargısının beslediği gururuyla kendisini asla Mr.Darcy ile denk görmeyerek bırakın evlenmeyi asla yan yana bile gelemeyeceğini kendisine ve çevresindekilere kabul ettirmesiydi. Bütün bu yaşantıların sonucunda ise gurur ve ön yargıyı bir kenara bırakıp aşkı ve sadakati bulmaları etkileyiciydi. Kitaba adını veren duygular, bu birliktelik için gereken işlevi yapıp kenara çekildiler âdeta. Kitapla ilgili bir diğer güzel detay, karakterlerin yerinde saymaması yani devingen karakterler olması. Aynı kişi için kitabın başında edindiğiniz kanaati sonlarına doğru değiştirmek mecburiyetinde kalıyorsunuz. Bu da bir insanın yaşantıları, onun karakteri üzerinde nasıl tesir ediyor sorusuna cevap oluyor. Bununla birlikte olumsuz eleştiri olarak ekleyeceğim şey, Darcy'nin tanıtılması. Darcy, bana kalırsa birkaç istisna dışında bahsedilen ve devamlı vurgulandığı gibi kibirli biri değildi ki kendi iddiası da kibirli olduğu yönünde.
Bir kişi hakkındaki fikirlerimiz, onun hakkında duyduklarımızdan çok gördüklerimizle şekillenir. Kitaptaki gibi devamlı surette bir insana kibirli, kibirli, kibirli demek o insanı kibirli birisi yapmaz. Onun kibrini bize algılatacak olaylara ihtiyacımız var. Ne yazık ki kitaptaki Darcy 'nin kibrini davranış olarak pek göremiyoruz en azından kitapta abartıldığı kadar, biz daha çok kibirli olduğuna dair konuşulanları okuyoruz. Olayların
üzerine düşünülecek ve okuyanlarla uzunca bir mütalaa gerektiren bir kitaptı Gurur ve Ön yargı.
Toplum yaşantısı hakkında ise akılda kalıcı detayları yakalama şansımız oluyor olaylar ilerlerken. Babaların kızlarıyla bazı durumlarda evlilik meselelerini çok net ve açık bir şekilde konuşmaları, toplumsal algı kabullerinin insanlar üzerindeki etkisi gibi birçok detayı fark edebiliyorsunuz. Burada bahsi geçen toplumsal algı şu:-bana kalırsa- İnsanlar birileri hakkında kulaktan dolma bilgilerle bir kanaat oluşturuyorlar yani kişi iyiyse iyi ve ardındaki niyet pek de önemli değil. Kendini nasıl gösteriyorsa o, öyledir. Kötü olarak gösterilen kişiler için de benzer bir durum var. Kötü ise kötüdür, bitti. Ardındaki niyetle niye ilgilensinler ki(!) Benzer bir algı hemen her toplumda var ve bütüncül olarak bu metinler vesilesiyle bu durumu bir nebze de olsa görebildiğimiz için durumun ne kadar korkunç olduğunu fark edebiliyoruz.
Kızlar ise kendilerini, kendileri olduğu için sevecek bir eş aramak yerine her türlü ihtiyacını karşılayan bir uşak arıyor âdeta. Kadınlar ve toplumdaki yerleri hakkında çok üzücü detayları görmemek çok zor. Kadın, bir mevkiye balo balo dolaşarak gelir ve zengin biriyle tanışmayı başarıp ilgisini de kazanmışsa dünyada başka bir saadet yoktur onun için. İnsanlar kendilerinin biriciklikliğinden habersiz, başkalarına yaranma gayreti içerisinde. Söylenecek, söylenmesi gereken çok not vardır ama kısaca ifade etmek gerekirse "Kendin Ol Yeter!" mottosunu bu ve bundan sonraki nesillere armağan ediyorum.
Kitabın dili, üslubu hakkında ise öncelikle çok sürükleyici olduğunu söylemeliyim. Karakterler devingen, olaylar güzel ve merak uyandırıcıydı.
Başta da belirttiğim gibi kitabı keyifle okudum ve çok sevdim; klasikseverlere kesinlikle tavsiyemdir. :))
Gurur ve Önyargı 
Jane Austen
·
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.