Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

506 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Balzac’ın kişiliği ve edebi yönelimi hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kitaplarını da henüz okumamıştım. Büyük bir Zweig hayranı olduğum için öncelikle onun Balzac hakkında 30 yıl boyunca okuyup araştırarak ve notlar biriktirerek kaleme aldığı bu olağanüstü biyografiyi okumak istedim. Artık Balzac denildiği zaman kafamda sadece yanakları dolgun, kilolu, tıknaz bir adam belirmeyeceği için mutluyum. Çocukluğu sevgisiz, anne ve baba ilgisinden mahrum bir şekilde yatılı okullarda geçiyor. Ailesi hiçbir konuda ona güvenmiyor ve destek olmuyor. Bu da onu İçine kapanık, ürkek bir çocuk yapıyor. Tatmin olmaz bir sevgi açlığı duyduğundan olsa gerek ileride hep kendinden büyük kadınlara ilgi duyar. Onlardan sadece metres olmalarını beklemez, aynı zamanda arkadaş olmalarını, akıl vermelerini, kardeş hatta anne gibi şefkat göstermelerini bekler. Kadınlara karşı aşırı bir zaafı vardır. Deyim yerindeyse kısacık ömrü boyunca kadın peşinde koşmuş, onları elde etmek için elinden gelen her türlü çabayı göstermiş, sürekli kafasında kurduğu o rahat yaşantının hayalini kadınlara satmıştır. İflah olmaz bir hayalperest ve iyimser mizaçlı biri olan Balzac, yaşamı boyunca birçok ticari spekülasyon girişiminde bulunmuş ama hepsini de eline yüzüne bulaştırmış. Kapısında alacaklılar, masasında ödenmemiş faturalar, peşinde icra memurları eksik olmamış. Kadınların peşinde koşmuş ama bir müddet sonra reddedilmiş, ticarete el atmış ama başarısız olmuş, parlamentoya girmek istemiş ama seçilememiştir. Yapmaya çalıştığı her şey boşa çıkmıştır. Onu bu girdaptan kurtaracak asıl işi olan yazarlığa ise hep mecburiyetten, borçlarını ödeyebilmek için dönmüştür. Balzac mutlu olduğu dönemlerde yazmayan, sadece zorunluluktan üreten bir yazar. Yaşam koşulları ağırlaşıp, üzerindeki baskı arttıkça keşiş cübbesini giyip, zindan benzeri odasında gece boyunca, sabahlara kadar yazmaya başlar ve adına “İnsanlık Komedyası” dediği, yaşanmışlıklarından ve acılarının yoğunluğundan ilham aldığı birbirinden büyük başyapıtlar üretir. Aşkları, hayalleri, ticari girişimleri ile tam manasıyla “Tutunamayan” bir adam. Özellikle Ukrayna’da yaşayan son aşkı, Polonya asıllı bir Rus soylusu olan Madam De Hanska’nın peşinden defalarca Avrupa’yı turlamış, defalarca Ukrayna’ya gitmiş, bu yorucu koşuşturmalar, hayata tutunma çabaları artık bedenini yormuş ve genç bir yaşta, 18 Ağustos 1850 saat: 23:30 ‘da 51 yaşında acılar içinde ölmüştür. Victor Hugo onu hasta yatağında ziyaret etmiş ve bu ânı anılarında yazmıştır. (Kitap içinde var) Cenazesine Victor Hugo, Alexandre Dumas ve birçok edebiyatçı katılmış, Victor Hugo cenaze töreninde dokunaklı bir konuşma yapmıştır. (Kitap içinde var) Stefan Zweig hakkında ise ne yazsam az gelir, kelimeler yetersiz kalır. Balzac bile kendi hayatını bu kadar güzel anlatamazdı herhalde. O bir dehâ…
Balzac
BalzacStefan Zweig · Can Yayınları · 2017370 okunma
·
222 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.