Gönderi

Kant'ın 'gerekir çünkü gerekir' (kategorik imperatif) dediği ve akılda apriori olarak var olduğunu iddia ettiği ahlak kanunu, aslında toplum zaruretinden başka bir şey değildir. Kant, insanın mükellefiyete rasyonel yoldan ulaştığından mükellefiyetin de bizzat rasyonel olması gerektiği sonucunu çıkarıyor; yanıldığı ya da aldandığı nokta da burasıdır. Aklın gördüğü iş, içtimai zaruretlere uyan bir hareket tarzına, daha fazla bir mantık birliği koymaktan ibarettir. Yoksa insan, sırf mantık birliği için menfaat, ihtiras ve gururunu feda etmez. Akıl, içtimai zaruretlerden bağımsız, tek başına düşünüldüğünde, ileri sürülen her gerekçeye, başka bir gerekçeyle karşılık verebilir. Tek başına akıl ya da salt akıl, insanı egoizme ve ferdiyetçiliğe sürükler. Filozofların insanlığı akılda birleştirme çabalarının bir sonuç vermeyişinin nedeni budur.
Sayfa 33 - İz Yayıncılık
·
117 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.