Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Merhaba. Emile Zola'nın Rougon-Macquart dizisinin üçüncüsü olan Paris'in Karnı adlı kitabından söz etmek istiyorum. Okuduğum her kitabında beni kendisine hayran bırakan ve hiç ıskalamayan Zola yine harikulade bir eser çıkarmış ortaya. Bu kitabı yazacağı diğer kitaplarının habercisi olarak nitelendiriliyor ve kesinlikle katılıyorum ben de çünkü Paris'in Karnı sanki Germinal kitabının habercisiydi adeta. Yine hikaye ve politikayı harmanlayarak ve dönem Paris'ini sosyal, siyasî ve ekonomik anlamda tüm gerçekliğiyle, eşsiz betimlemelerle bizlere sunmuş ve Zola bu kitabı yazmak için günlerce Hal'de kalarak gözlem yapmış. Hikâye içeriği kısaca; Paris'te bir Hal'de geçiyor. Kürek mahkumiyetinden kaçan Florent Hal'de esnaf olan üvey kardeşinin yanina sığınıyor ve kimlik değiştirerek yeni hayatına başlıyor burada. Fakat Paris İkinci İmparatorluk döneminin gidişatı onun devrim duygularının harekete geçmesine neden olmuş. Yazar yine birçok kitabında olduğu gibi altını çizerek değindiği konu ezen ve ezilenler. Ve ilginç bir şekilde bunu şişmanlar-zayiflar olarak nitelemiş kitabında. Şişmanlar elbette daha fazla şişmanlamak için zayıfları ezer, ezilen kesimde elbette zayıflar. Bu durumu betimlediği en sevdiğim cümle şu oldu; ""Kabil kesinlikle bir Şişmandı, Habil de bir Zayıf. İlk cinayetten beri her zaman kanı emilenler, küçük yiyiciler olmuştur. Bu döngü böyle sürüp gider, en zayıftan en güçlüye, her biri diğerini yutar, ve sonra kendisi de yutulur... Görebiliyor musunuz, Şişmanlardan sakınmalısınız." Bu cümle içerik hakkında önemli bir fikir verdi diye düşünüyorum. Çok sevdiğim yazardan yine mükkemmel bir kitap okudum. Tavsiyemdir. Kitapla kalın.
Paris'in Karnı
Paris'in KarnıEmile Zola · Payel Yayınevi · 200660 okunma
··
553 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.