Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
KOMÜNİST MANİFESTO, OKUMA ve KİTAP KORKUSU ÜZERİNE BİR İNCELEME
Engels ile Marks'ın yazıya döktüğü Komünist manifesto ilk kez 1848’de İngiltere'de basıldı. Bizde takibata uğramadan basılması için ise 160 sene geçmesi gerekiyordu. Hukukun egemen olduğu bütün ülkelerde ilk günden beri tamamen serbest olan kitap bizde bir suç sayılıyor, okuyanlar yasa dışı örgüt üyesi olmakla, devleti ve milleti bölmeye teşebbüsle yargılanıyor, idam ediliyordu. Sadece bu hadise bile bizdeki akıl, bilim, kitap, demokrasi, hukuk, özgürlük korkusunu ve düşmanlığını göstermeye yeter herhalde. Tabi bunun sonucu olarak bu gün ülkemizde ders kitapları dışında tek bir kitap dahi okumadan iki üniversite bitirilebildiği gibi Dr, Doç, Prof gibi akademik kariyerler de alınabilmektedir. Bu akıl, bilim, kitap korkusu ile varlığını sürdüremeyen Osmanlı cehaletten dolayı çöktü ama aynı korku iklimi Cumhuriyet rejiminde artarak devam etti. İşte bu korku ikliminde yetişen ve önemli mevkilere ulaşan bir zat “bazı kitaplar bombadan daha tehlikelidir” diyecek, bir profesörümüz ise, “okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum” itirafında bulunacaktır. Komünist manifesto'ya gelince: Ezilenlerin (işçi) yönettiği ve özel mülkiyetin olmadığı bir toplumun mutlu ve müreffeh olacağını savunmakta, bunun adına da "komünizm" denmektedir. Peki basit ve ucuz bu toplum mühendisliği başarılı oldu mu derseniz, elbette hayır... Zaten olması da mümkün değildi. Bu savlarla kurulan Sovyetler Birliği ve uydusu devletlerdeki komünizm sosyalizim denemelerinin faşizme, krallıklara, dikdatörlüklere rahmet okutacak derecede baskıcı rejimlere dönüşmesi, “ezilenlerin yönetimde olduğu, dinlerin, tanrıların ve özel mülkiyetin olmadığı bir dünya cenneti” vaat eden komünizmin ne yazık ki insanlığa mutluluktan çok acı ve gözyaşı getirdiği de bir gerçektir. Aradan geçen süre içinde işçinin, çalışanın durumundaki düzelme ise inkar edilemez tabi. Sonuç olarak: Bu bildiriden korkmayan ve bildirinin yayınlanmasına, komünist partilerinin kurulmasına karşı çıkmayan, özgürlüklerin, adaletin, hukukun önünü takamayan ülkeler günümüzde dünyanın çekim merkezi olurken, bir bildiriyi dahi tehdit unsuru olarak algılayan, ondan korkan bizim gibi ülkeler ise sürünüyor. Bildirinin ilk yayınlandığı yıl olan 1848'den yana bizdeki başlıca sultanlar! Abdülmecid, Abdülaziz, II. Abdülhamid, İttihatçılar, Atatürk, İnönü, Menderes, Darbeci askerler ve proje iktidarlar... Bir bildiriden ve tabi dolayısıyla da halkından korkan sultanlar, padişahlar, kahramanlar Ebedi Şefler, Milli Şefler, liderler, . Hani derler ya, 'özgür insanın kahramana ihtiyacı yoktur.' Bunlar bazılarının gözünde dünya lideri ve kahramandı ya. Kahramanlar bildiriden, kitaptan korkar mı sizce? Sadece şu bildirinin ülkemizde 160 sene sonra yayınlanabilmesi bile Osmanlı'nın çöküşüyle bu günkü geri kalmışlık ve perişanlığımızı açıklamaya yeter herhalde. Kısa, kolay okunur ve anlaşılır bir kitap. Okuyarak kalın.
Komünist Manifesto
Komünist ManifestoKarl Marx · Can Yayınları · 201913,4bin okunma
··
2.317 görüntüleme
Efehan Eken okurunun profil resmi
Muhteşem yorum takdir ettim!
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.