Uzak ilkbaharlar düşledim; sadece dalgaların köpüğünü ve doğumumun unutuluşunu aydınlatan bir güneş, toprağa ve her tarafta sadece başka yerde olma arzusu duyma derdine düşman olan bir güneş düşledim.
Tepeden tırnağa belirsiz bir özlemim – ne geçmişe, ne geleceğe duyulan:
Ben şimdiki zamanın bir özlemiyim, isimsiz, fazlasıyla uzamış, anlaşılamamış.
◇
Bir türlü gerçekleşmeyen ya da gerçekleşmesindeki kusurların bana hiç durmadan eziyet verdiği bu öznel misyondan hiç tereddütsüz ve kaygısız kurtulmayı; ve tamamlanmış bir görevin bilincini -pişmanlıkla özlem arasında- dünyanın bir parçası gibi ruhumda taşıyarak, herhangi bir yerde, bir çınarın ya da sedirin gölgesinde sakin sakin uyumayı ne kadar isterdim.
◇