Hacı Bektaş-ı Velî vefat ediyor.
Yüzü peçeli, bir at üzerinde uzun boylu bir zât geliyor, Hacı Bektaş‟a...
Cenazeyi yıkıyor kefenliyor namazını kılıyor kabre indiriyor
Toprağı atarken:
“Yâ GANÎ! Yâ ALLAH! Yâ HAYY! Yâ ALLAH ! Yâ KAYYUM! Yâ ALLAH! Yâ
GAFFÂR! Yâ RAHÎM!” okuyarak mezara üflüyor.Atına binerek ayrılırken hünkâra otuz sene hizmet eden Sarı İsmail, atın dizginini tutarak:
“Yâ Erenler! Yıkadığın, namazını kıldırdığın ve defnettiğin ER hakkı için kimsin, yüzünü aç
göreyim!” demiş.
Peçesini kaldırmış...
Sarı İsmail görmüş ki Hacı Bektaş-ı Velî...
Derhâl yere kapanarak atının sağ ayağını öper.
“Ben sana otuz senedir hizmet ettim. Nasıl tanıyamadım!” der ve ağlamaya başlar.
Bektaşi Velî :
“ER ona derler ki kendi cenazesini kendi yıkar, namazını kıldırır defneder!” diyerek yüzünü örter ve atını sürer gider.