Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Bir Yaşam Öyküsü: Şerif Hüseyin
Bir Yaşam Öyküsü: Şerif Hüseyin ✵ ✵ ✵ Kara ticareti en kadim ulaşım ve ticaret yoludur. İpek yolu, baharat yolu, kral yolu en bilinenler iken deniz yolunun sağlam gemilerle keşfedilmesi ulaşım olarak kara yolundan bir kat hızlı ve farklı yollar bulma avantajı sağlamıştır. Bu avantajı Avrupalı devletler sadece sahip olmuş, ellerinde tutarak kullanmışlardır. Yeni kıta ve deniz yoluyla sömürgecilik yarışı ham madde biriktirme ve işletme gücü vererek sanayi üretimini getirmiştir. Sanayi üretimi ile güç dengelerini ve hammadde elde etme hırsını iyice kamçılamıştır. Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapan İsmail Köse; Siyasi Tarih, Avrupa Tarihi, Türk – Amerikan İlişkileri, Türk Dış Politikası dersleri vermektedir. Siyasi Tarih ve Uluslararası İlişkiler alanında makale çalışması yanında yayınlanmış “Arap İsyanı” ve “Şerif Hüseyin – Büyük Oyun’un Küçük Aktörü” kitabı yayınlanmıştır. “Şerif Hüseyin - Büyük Oyun'un Küçük Aktörü” kitabı, İngiltere ve Arap Yarımadası, Hicaz Emirliği, Emirlik Görevi, Arap Yarımadası’nda Güç Mücadelesi, Şerif Hüseyin’in Hicaz Cep Krallığı, Suud İşgali: Hicaz Krallığı’nın Sonu ve Şerif Hüseyin’in Sürgün Yılları ile yedi başlık bulunmaktadır. Kitabın şahıs ve olay ilişkili biçimde anlatılmaktadır. Olayların önemli tarihleri genel çerçevesi şöyledir: 10 Haziran 1916 Mekke'de Şerif Hüseyin tarafından Arap İsyanı başlatıldı. Ekim ayında kendini Arabistan Kralı ilan eden Şerif Hüseyin, 1919 Ocak ayında son kale Medine’yi Fahrettin Paşa’dan alıyor. Bu yıl Vahhabî Suudlar ile önceden savaş halinde olan Şerif Hüseyin’le tekrar savaş başladı. 3 Mart 1924’te TBMM tarafından halifelik kaldırılınca 5 Mart’ta Şerif Hüseyin Halifeliğini ilan etti. 8 Ağustos 1924’te Vahhabî Suudlar Hicaz’ı işgal etmek için harekete geçince Şerif Hüseyin ve dört oğlundan büyüğü olan Ali’yi tahta geçirdi. Ancak 14 Ekimde Suudlar Mekke’yi işgal edince Şerif Hüseyin bir daha dönmemek üzere Hicaz'dan ayrıldı. “İngiltere ve Arap Yarımadası” kitabın ilk başlığında Arap İsyanı olayının temel nedenleri, olayın gelişim süreci anlatılmaktadır. İngilizlerin Arap Yarımadasıyla ilk ilişkileri ve politikalarının seyrini barındıran bu başlıkta, temelinde İngilizlerin Hindistan’daki sömürge topraklarına güvenli ve hızlı bağlantı kurmaları amaçlamışlardır. Avrupalı devletlerin Kuzey Afrika ve Arap Yarımadasında hakimiyet kurma yarışlarında İngiltere kabile şeflerinin iş birlikçiliği delaletiyle I. Dünya Savaşı esnasında amacını gerçekleştirmiştir. Halkın desteği alınması, geleneksel bir kültür, dini yönetim olan “Hicaz Emirliği” makamı ve Şerif Hüseyin ile olan ilişkisi kitabın ikinci başlığında anlatılmaktadır. Düalist, ihtiraslı karakteri olan Şerif Hüseyin, II. Abdülhamid tarafından İstanbul’da tutuluyordu. 31 Mart Hükümet Darbesiyle İttihat Terakki tarafından Şerif Hüseyin Hicaz Emiri olarak atanmasıyla 1924’te Vahhabî Suudlar’a yenilene kadar bu makamda kalacaktır. Köse, kitabın bu başlığında Şerif Hüseyin’in karakteristik özelliklerini, gençlik yıllarını, bilinmeyen yönlerini ve soyunun tarihçesini anlatmaktadır. Bununla birlikte kitabın ikinci ve üçüncü başlıkları “Hicaz Emirliği ve Görevi” konusunun tarihsel sürecini, Osmanlı’nın yönetim süreci, İngilizlerin bu makamı çıkarları için yaptıkları politika süreci ele alınmaktadır. 1900 yıllarının başında itibaren İngilizlerin Arap Yarımadasına yönelik politikası ile Arap şeyhlerini yanlarına çekerek hakimiyet kurmak istemişlerdir. Bu politikayla Şerif Hüseyin’in Arap Krallığı ve Halifelik hırslarını, Vahhabî İbni Suud ile İdrisi'nin Osmanlı’dan kurtulma arzularını kullanıldı. İngiltere ile Arap şeyhleri arasında bu politik süreç uzun süre devam edecekti. Köse, Osman ile Araplar arasındaki politik yönlerini geniş bilgilerle anlatmaktadır. II. Abdülhamid’in Panislamizm’den sonra İttihatçıların Osmanlı-Arap kardeşliği örgütleri kurmuşlardır. Tüm bunlara karşı İngilizler Arap Milliyetçiliği politikasını kullanmaya çalışarak özgür ve milli vaatlerde bulunmaya çalışmıştır. Köse, dört ile beşinci başlıklarında Şerif Hüseyin’in İngilizlerin desteğini alarak Osmanlı ve Vahhabî Suudlar ile mücadele etmesi, Paris Barış Konferansında ise politik mücadelesi anlatılmaktadır. I. Dünya Savaşı bittikten sonra İngiltere, Osmanlı’yı Arap Yarımadasından kurtarmış ve kendisine bağlı kabile şeyhleriyle bölgenin yönetimini sağlamıştı. Bu zaman diliminden sonra Arap Yarımadasının hâkimiyet mücadelesi için iki kabile şefi: Şerif Hüseyin ile İbni Suud birbiriyle savaşmaya başlayacaklardı. İngilizler, iki kabileden Suudları desteklemeleriyle Şerif Hüseyin ile araları açılmıştı. Lâkin İngiltere’nin her isteğini yerine getiren Şerif değil, İbni Suud olmasıyla müttefik olarak ta seçilmişti. Kitabın son iki başlığı Hicaz Krallığın sonu ve Şerif Hüseyin’in sürgün yılları anlatılmaktadır. 8 Ağustos 1924’te Vahhabî Suudlar Hicaz’ı işgal etmek için harekete geçtiler. 5 Aralık 1924’te İbni Suud Mekke’ye gelerek Şerif Hüseyin’e karşı kazandığı savaşı kutladı. 22 Aralık 1925’te ise Vahhabî Suudlar bütün Hicazı işgal etmeyi başardılar. 18 Haziran 1925’te İngiltere hükümeti tarafından Şerif Hüseyin’i Kıbrıs’a sürgüne göndererek 4 Haziran 1931 Amman’da ölümüne kadar hayatını burada sürdürdü. İsmail Köse, “Büyük Oyun'un Küçük Aktörü – Şerif Hüseyin” kitabında tarihi bir şahsiyetin biyografisini bir coğrafyanın kaderi ile devletler arası politik tarihi anlatılmaktadır. İngiltere’nin sömürge yollarının güvenliği ve hakimiyeti maksadıyla bölge yöneticileri kendi çıkarları doğrultusunda yönetmesini belgelerle bu kitapta anlaşılır hale getirmiştir. Kitabın Künyesi: İsmail Köşe, Şerif Hüseyin – Büyük Oyun'un Küçük Aktörü, Kronik Yayınları, 2. Baskı, Eylül 2020, İstanbul, 238 sayfa. Yunus Özdemir
Büyük Oyun'un Küçük Aktörü: Şerif Hüseyin
Büyük Oyun'un Küçük Aktörü: Şerif Hüseyinİsmail Köse · Kronik Kitap · 201870 okunma
·
632 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.