Boşluk, yarılan zamanın bize yansıyan sıkıntısı mıydı yoksa? Ya sessizlik! Uykularımızı bozan, uykuları yalancı uykularından uyandıran o derinlik? Öldükten sonra bile elde edilemeyecek bir karanlığın başlangıcı mıydı? Anıların sınırı yüreğin dayandığı yerde mi bitiyordu? Sf 231
Az önce Ethem Baran’ın Emanet Gölgeler Defteri’ni bitirdim.
Malumunuz 16 Kasım tarihinde sevgili Ethem Baran #ahtapotyazarıyla etkinliğimizin ilk konuğu olacaklar. Bu vesileyle kendilerini daha yakından tanımak için bu kitabı okumaya niyetlendim.
Yakın tarihimize tanıklık eden, şiir tadında nefis bir tanışma oldu. 12 Eylül öncesinde memleketin durumu ile ilgili okumalar daha önce de yaptım ancak pek azı beni böyle derin sulara sürükledi. Köyden kente göç eden fakir delikanlı Yağız’ın hüzünlü dünyası üzerinden bir kuşağın çilesine tanık olmak örseleyici ve anlamlıydı. Yağız’ın naifliği ve dertleri insanın burnunu titreten cinsten, hayat bazıları için çok da adil olmuyor maalesef.
Bu kitabı iyi ki okudum.
İyi ki iyi ki...