Gönderi

İbn-i Haldun'un İslam düşüncesi içindeki özgün yeri, her türlü dogmadan uzak, realist bir yaklaşımla toplum sorunlarını ele almasından kaynaklanmaktadır. Benimsediği bu yöntem dogmatik olmayıp, deney ve gözleme dayanmaktadır ve bu husus, İbn-i Haldun'un derin inanç sahibi olmasına rağmen bilimsel bir zihniyete sahip olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Tüm bilimsel gerçeğin kökeninin Tanrı'da olduğuna inanmış, ancak evrenin yasa ve kurallarını araştırmada inancın bir yöntem olamayacağını; maddi ve somut, deneysel yöntemlerle gerçeğe ulaşabileceğini keşfetmiştir.
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.