Gönderi

Böyle özelliklere sahip bir tanrıya gösterilen dini bağlılığın en iyi örneklerinden biri Apuleius'un (İsa’dan sonra ikinci yüzyıl) Altın Eşek isimli eserinde yer almaktadır. Bu kitabın bir pasajın­da eserin kahramanı Lucius, İsis Gizemciliği kültüne kabul edilmesinden sonra, "insan soyunun kurtarıcısı" olarak tanımla­dığı tanrıçayı şu sözlerle över: "Sen/ Kader Tanrıçasının düğüm­lerini çözebilirsin. Sen, Talih Tanrıçasının tahriklerini durdurabi­lir ve yıldızların kötü etkilerini yörüngede tutabilirsin. Gökyü­zünün tanrıları sana taparlar. Uzayı döndüren sensin. Güneşi aydınlatan sensin. Sen evreni yönetirsin. Cehennem senin ayak­larının altındadır. Yıldızlar senin emirlerinle hareket eder." Lucius'un tanrıça İsis için uygun gördüğü bu nitelemeler, "presesyonun tanrısı" için de kullanılmasını bekleyeceğimiz sözler­dir. Apuleius'un burada, güvendiği tanrıçanın uzayın güçlerini denetleme ve insanlan kurtarma yeteneğine gösterdiği inanç, ilk Hıristiyanlar tarafından da benzer şekillerde dile getirilmişti. İsa'dan sonra birinci yüzyılın ortalarında Tarsus'lu Paul şöyle diyordu: "Anavatanımız gökyüzüdür, kurtarıcımızı da oradan bekleriz... O, bizim zavallı gövdelerimizi kendi muhteşem vücu­duna dönüştürecektir, çünkü o, bütün evrene boyun eğdiren gücün sahibidir."
·
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.