Kitapta beni Yüzbaşı'nın erlerin kalabalık yemek salonuna bakarken hissettiği duygular çok etkiledi. Yalnız hisseden bir kıdemli asker, kalabalık erlerin basit ve neşeli anlarına öylesine imrenerek bakıyor ki okuyucunun da kalbinde bir burukluk meydana geliyor. Hatta en sonunda kendini er gibi düşünmesi, erlerin basit ve kalabalık yatakhanelerinde, yemekhanelerinde kendini düşlemesi yalnız bir insanın çaresiz hayalleri karşısında üzülerek düşüncelere dalıyor insan. Zavallı Alison'ın ölümü de bundan bir kat daha acı verdi.