Gönderi

"Ben Şalem kralıyım” demişti yaşlı adam. "Bir kral niçin bir çobanla çene çalsın?" diye sordu delikanlı; tedirgin olmuş, alabildiğine şaşırmıştı. "Bunun birçok nedeni var. Ama diyelim ki, bunun en önemli nedeni senin 'Kişisel Menkıbeni' gerçekleştirme gücüne sahip oluşun." Delikanlı "Kişisel Menkıbe"nin ne anlama geldiğini bilmiyordu. “Senin her zaman gerçekleştirmek istediğin şeydir. Hepimiz, gençken, Kişisel Menkıbemizin ne olduğunu biliriz." "Hayatın bu döneminde, her şey açık seçiktir, her şey mümkündür ve hayal kurmaktan, hayatında gerçekleştirmek istediği şeylerin olmasını istemekten korkmaz. Ama zaman geçtikçe, gizemli bir güç, Kişisel Menkıbe'nin gerçekleştirilmesinin olanaksız olduğunu kanıtlamaya başlar." Yaşlı adamın söylediklerinin, genç çoban için önemli bir anlamı yoktu. Ama şu "gizemli güçler"in ne olduğunu öğrenmek istiyordu: Anlattığı zaman tüccarın kızının ağzı bir karış açık kalacaktı. "Olumsuz gibi görünen güçlerdir bunlar, ama aslında sana Kişisel Menkibeni nasıl gerçekleştireceğini öğretirler. Zihnini ve iradeni bunlar hazırlar, çünkü dünyada bir büyük gerçek vardır: Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evren'in Ruhu’nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir." "İnsan yalnızca yolculuk yapmak istese? Ya da bir kumaş tüccarının kızıyla evlenmek istese?" "Ya da hazine aramak istese. Dünyanın Ruhu insanların mutluluğuyla beslenir. Ya da mutsuzluklarıyla, arzuyla, kıskançlıkla. Kendi Kişisel Menkıbesini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür. Her şey bir ve tektir. "Ve bir şey istediğin zaman, bütün Evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar." Meydanı ve gelip geçenleri seyrederek bir süre sustular. Sessizliği önce yaşlı adam bozdu: "Neden koyun güdüyorsun?" "Çünkü yolculuk yapmak hoşuma gidiyor." Yaşlı adam, meydanın köşesinde, kırmızı arabasında patlamış mısır satan adamı gösterdi. "Çocukken bu adam da yolculuk yapmak istiyordu. Ama patlamış mısır satmak, yıllar boyu para biriktirmek için bu arabayı satın almayı seçti. Yaşlandığı zaman bir aylığına Afrika'ya gidecek. İnsanın düşlediği şeyi gerçekleştirmesi için her zaman olanak bulunduğunu bir türlü anlamadı." "Çobanlığı da seçebilirdi," diye düşündü delikanlı. Bu düşüncesini yüksek sesle tekrarladı. "Bunu pekâlâ düşündü," dedi yaşlı adam. "Ama patlamış mısır satıcıları, çobanlardan daha önemlidir. Patlamış mısır satıcılarının başlarını sokacakları bir çatı vardır, oysa çobanlar 'yıldız palas'ta uyurlar. İnsanlar kızlarını çobanlardan çok patlamış mısır satıcılarıyla evlendirmek ister”
Sayfa 38
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.