Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Bir başkası için yaşamak. Kelimenin tam anlamıyla.. Kendisi de bir klon olan Kathy H. bağışçı klonlara bakıcılık yapmakla görevliydi. Ve bu görevi de on bir yıldır yapıyordu. Son altı yıldır ise Kathy bağışcılarını seçme hakkına sahip. Diğer bakıcıların kıskanmasına ve arkasından konuşmalarına neden olan bir durumdu bu. Özellikle kendisi gibi Hailsham mezunu olan bağışçıları seçmesi diğerlerinin dikkatini çekiyordu. Tıpkı Ruth ve Tommy' i seçtiğinde olduğu gibi.. Kathy, Ruth ve Tommy'i tekrar görmek istiyordu. Bunu onların bakıcısı olmadan nasıl sağlayabilirdi ki? Geçmişinden bir parçaydı onlar, birlikte büyümüşlerdi. Ve her zaman iyi anıları olmasa da geçmişini, Hailsham'ı hatırlamak istiyordu.. Eğer bağışçılar hakkında şanslı kelimesi kullanılabilirse bu Hailsham'da kalan bağışçılar için olacaktır. En azından Kathy'nin düşüncesi bu yöndeydi. Bir kız arkadaş grubu vardı o zamanlar Kathy'nin. Birlikte eğlenirler, birlikte de üzülürlerdi. Eğer öyle bir yerde büyümüşseniz böyle bir şeye de çok ihtiyacınız olurdu. Sıkı kurallar, sıkı kontroller dünyasıydı Hailsham.. Aynı zamanda gizemlerin de olduğu bir yerdi.. Günümüzde Kathy bir bakıcı, arkadaşları Ruth ve Tommy ise bir bağışcı iken yolları kesişiyor. Kathy bu birleşmeyle sık sık geçmişe dönecek, bazı şeyleri yeniden yaşayacak ve birçok şeyi de sorgulamaya başlayacaktı.. Geçmişi tekrar tekrar yaşayan Kathy eskiden farkında olmadığı şeyleri fark ediyordu. O zamanlar Ruth grubun lideri gibiydi. Diğerleri onun ağzından çıkanlara bakardı. Kathy ise biraz daha geri plandaydı. Tommy'e gelince o daha başkaydı. Okulun dışlanmışı, mimlenmiş bir çocuktu o zamanlar. Zamanla çok şey değişecekti. Hem okul hem de küçük gruplarındaki dinamikler gibi.. Kapalı bir kutuda çocukluk geçirmiş, gençlikleri ise çeşitli kalp kırıklarıyla dolu olan üç yetişkin bir araya geldiğinde neler olacaktı? Ne olduklarının, ne için yetiştirildiklerinin farkında olan klonlar.. Hangisi daha iyiydi? Bilmek mi, bilmemek mi?  Bilmemek işleri daha mı kolaylaştırdı sanki? Ya da küçüklükten bu ağır bilgiyle büyümek ileride yaşanabilecek olayları engellemek adına bir uysallık mı getirirdi? Dünyaya sade ve sadece tek bir amaçla geldiğini bilmek nasıl bir duygu olabilirdi? Bunun doğruluğuna ve yanlışlığına karar verme hakkı kimdeydi? Siz sadece birinin 'kopyası'yken ve yedek olmak için hayatta olduğunuzu bilirken buna yaşamak diyebilir miydiniz? Bir yedek olarak asıl olan kişi için kişiliğinizin, bedeninizin talan edilmesini kabullenebilir miydiniz? Kendine iyi bakmak zorunda olan birini düşünün ancak bu kendi iyiliği için değil. Bir başkası için.. Oldukça etkileyeci bir kitap ve çokça da düşündüren bir kitap. Beni kitapla ilgili asıl şaşırtan kısım ise bu konu ve benzerini işleyen eserlerde genelde bir başkaldırı, isyan görülür. Burada ise olanı olduğu gibi kabul etme durumu var. Hikaye ilerlerken belki buna neden olan sebepleri görüyoruz. Ama yine de insanı düşündürüyor. Bir başkası için yaşamayı bile isteye, uysal bir şekilde kabul eder miydim? Geçmişten günümüze yaşanılan gelişmeleri düşündüğümüzde kitapta bahsi geçen konunun yaşanması da imkansız görünmüyor. Her zaman da tartışmaya açık bir konu. Hak, adalet, merhamet, empati gibi birçok konuyu ele almak gerekiyor. Konusuyla ve konunun ele alınışı ile benim severek okuduğum bir kitap oldu. Okuyacak olanlara keyifli okumalar.
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,6bin okunma
··
11,4bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.