Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sybilla ile Hannibal
I. "Auxilium!"* "Auxilium!" Çığlığı duyuldu Bebeği tarafından, Memeleri parçalanan, Sütü kesilmiş kadının. Çöktü, Tanrı Apollon'un heykelinin yanı başına. Tacirler altın keselerini, Marangozlar faraşlarını, Çiftçiler oraklarını, Ve Senatörler yalanlarını, Bırakıp koşup geldiler. Ve Sardılar Kadının sağını, solunu, arkasını, önünü. Sonra, Yaşlılar ölümü, Kadınlar kundaktaki bebeklerini, Bebekler kundaklarını, Bırakıp koşup geldiler. Ve Sardılar Kadının önünü, arkasını, solunu, sağını. Öyle karanlık oldu ki, Kaybetti bebeğini Kadın. Ve Haykırdı: "Hannibal ante portas!"* Bebekler, Kadınlar, Yaşlılar, Ve Senatörler, Çiftçiler, Marangozlar, Tacirler, Savruldular Sağa, sola, öne, arkaya! Çıplak kaldı kadın. Patlama üstüne patlama Geçirip, Binlerce, milyonlarca, milyarlarca Olan ömrünü telaşla Yüzlerce, onlarca Kılmaya çalışan Güneş, Yaktı kadının tenini. Ateş beynine vardığında, Çekip kaldırdı havaya, Ağzından memesi dökülen bebeğini. Yanıp kül oldu, Önce bebek Sonra kadın. II. Atının üzerindeydi. Güçlüydü, Bin adam gelse Binini de, Bir kılıç darbesinde Sererdi yere. Genişti omuzları, Bin kadın gelse Yarısı sağına Yarısı soluna Otururdu. Zekiydi, Binlerce sene sonra Bir tarihçi, "Stratejinin Babası" Ilan edecekti. O'nu. Selam duracaktı Sağ baştan: Scipio Africanus, Büyük İskender, Jül Sezar, Atilla, Napolyon Bonapart, Ve Mustafa Kemal Atatürk. Şimdi, Gözleri Babil Kulesi gibi Sonsuzluğa yükselen Alpler'deydi. Homurdanıyordu askerleri, Aç, susuz, yorgun: "İmkansız" "Geri dönmeliyiz" "Vazgeçmeliyiz" "Bir yolu yok" İşitti bunları Ve Gidebilmek için Yanında savaşa, Anımsadı içtiği andı Babasına: Ömrü boyunca Kin duyacaktı Roma'ya. İşte, Ardındaydı O Roma Alpler'in. Hükmedecekti, Babil Kulesi gibi Sonsuzluğa yükselen Alpler'e. Çünkü O, Hannibal Barca'ydı. Seslendi ataları: Ḥannobaʿal! Ḥannibaʿl! Ḥannibaʿal! Silkindi, Döndü arkasını Ve Haykırdı: “Ya yeni bir yol bulacağız, Ya yeni bir yol yapacağız” Çaktı şimşekler Düştü yıldırımlar İkiye ayrıldı Önünde Alpler. Uzanıyordu Po Vadisi önünde. Bozguna uğrattı Romalıları, Trasimene Gölü Muharebesi'nde Bozguna uğrattı Romalıları, Cannae Muharebesi’nde. Ve İşte önündeydi: Platino Tepesi, Venüs ve Roma Tapınağı. İşte önündeydi: Yüce Pantheon. İşte önündeydi: Tanrı Apollon'un heykeli... III. Bebekler, Kadınlar, Yaşlılar, Ve Senatörler, Çiftçiler, Marangozlar, Tacirler, Toplandı arkasında Bilge Plutarkhos'un! Önce, Topladı yerden, Küllerini Bebeğin ve kadının. Sonra, Çıktı huzuruna, Kahine Sibylla'nın. Açtı Sibyl Kitaplarını Okudu kehaneti Kahine Sibylla. Sonra, Önlerinde Bilge Plutarkhos, Düştüler yola. Vardılar Frigya'ya, Koştular Birbirlerini ezercesine, Tantalos'tan kaçan Sisifos'muşçasına Pessinus Tapınağı'na. Söküp çıkardılar Yerinden Kibele'nin kara heykelini. Sırtladı hepsi bir yanından Taşıdılar Roma'ya. Eğildi önünde Kahine Sibylla'nın Bilge Plutarkhos Peşinden de, Bebekler, Kadınlar, Yaşlılar, Ve Senatörler, Çiftçiler, Marangozlar, Tacirler... Dokundu Okşadı Öptü Kahine Sibylla, Heykeline Kibele'nin. Ellerini kaldırıp Semaya, Yakardı Musalar'a İletsinler diye Dualarını Tanrılara. Dokundu Okşadı Öptü Kahine Sibylla Heykeline Kibele'nin. Ve Fısıldadı ona Kimse duyamadı. Önce aklaştı Sonra parçalandı. İçinden beyaz bir ışık çıktı, Yeryüzünü sardı, Baştan başa. Bebekler, Kadınlar, Yaşlılar, Ve Senatörler, Çiftçiler, Marangozlar, Tacirler, Kör oldular Bakmaya çalışırken Bu ışığa. Binlerce sene sonra Portekizli bir yazar, Beyaz Körlük koydu Bunun adını. Sonra, Tek bir yağmur damlası Düşüverdi toprağa. Dirildi toprak Lazarus gibi. Elinde şarabıyla Dionysos geldi, Peşindeki keyif ehliyle. Beyaz Işığın içinden, Bir kadın çıktı. Dionysos'un elinden, Aldı şarabı, "Bu benim kanım," dedi. İçirdi onlara Tek tek. İçince, Açıldı gözleri, Kırlar içinde koştular Sebillerden su içtiler Çiftçiler, Orağını attı toprağa, Buğday başak verdi. Marangozlar, Faraşlarının içinden, Masa çıkardı ortaya Sonsuz uzunlukta. Tacirler, Dünyanın dört bir yanından, En güzel kumaşları getirdiler. Ve Senatörler, Doğruyu konuştular, anlaştılar. Bebekler beşiklerinde, Kadınlar başlarında, Yaşlılar mezarda. Önünde eğildi, Bilge Plutarkhos Kadının Ve İlk buğday başağından Yapılmış ekmeği Koydu önüne. Aldı kadın yerden ekmeği, "Bu benim etimdir," dedi. Yedirdi onlara Tek tek. Yiyince kuvvetlendiler. Koştu Po Vadisi'ne Tüm Roma, Başlarında Scipio Africanus. Kahine Sybilla dudağına dokundu kadının, "Senin adın Sybilla" Dedi. IV. Günler sürdü savaş, Atının üstünde Hannibal, Sürdü yüzbinlerce Kartacalıyı, Hepsi öldü! Atının üstünde Scipio Africanus, Sürdü yüzbinlerce Romalıyı, Hepsi öldü! Atının üstünde Hannibal, Sürdü binlerce filini, Hepsi öldü! Atının üstünde Scipio Africanus, Sürdü binlerce savaş arabasını, Hepsi öldü! Baş başa kaldı Po Vadisi'nde Hannibal İle Scipio Africanus. V. Elinde altın liri, Dilinde şiiri, Çıkageldi Yakışıklı Ve Sarışın Apollon. Gördü Tapınağın merdivenlerinde Sbyllia'yı. Donakaldı Yüce Apollon. Şarabıyla ayılttı, Dionysos Onu. Çıkar merdivenlerden Apollon. Gözlerinde aşkla Dilinde mağrur bir edayla Bir dilek dilemesini ister Sbyllia'dan. "Roma'yı kurtar" der Sbyllia. Verir altın lirini Musalar'a Gönderir Po Vadisi'ne onları, Dirilir, Yüzbinlerce Romalı Dirilir, Yüzbinlerce savaş arabası. Ayakları altındayken Hannibal'in Kurtulur Scipio Africanus. Sağında, solunda, önünde, arkasında Yüzbinlerce Romalı Yüzbinlerce savaş arabası Yürekleri parçalanan Biçare Ataları Seslendi: "İmkansız" Yanıt verdi: "Savaş sadece sayılarla kazanılmaz önemli olan hayatta kalma arzusudur." Yürekleri parçalanan Biçare Ataları Seslendi: "Geri dönmelisin" Yanıt verdi: "Servat reliquias igni comburuntur!"*** Yürekleri parçalanan Biçare Ataları Seslendi Son kez: "Vazgeçmelisin" "Bir yolu yok" Yüzünde tebessümle, Gözlerinde ateş, Yanıt verdi: “Ya yeni bir yol bulacağım, Ya yeni bir yol yapacağım” Ve Atıldı Elinde kılıcıyla, Arkasına, önüne, soluna, sağına. Savruluyordu Havaya Binlercesi Yüzbinlerce Romalının Yüzbinlerce savaş atlısının. Geçmişti yararak Görmüştü yeniden Scipio Afrikanus'u. Koşuyordu Elinde kılıcıyla Ona doğru. Ve Saplandı Bağrına Yüce Apollo'nun okları! Musalar Getirip Koydular Tapınağın merdivenlerine, Elinde kılıcıyla Hannibal'i. Bakakaldı Sbyllia, Gönlünde yanan ateş, Gözlerine vurdu. Bildi hemen bunu Apollo, Ve Korktu. Teklif etti Sybllia'ya Ömrünü yanında geçirmesi karşılığında, İyileştirmeyi Hannibal'i. Gözlerindeki ateş Döküldü dilinden, Şimşekler ve yıldırımlar şeklinde: "Ben kadınım, Esir olamam." Açıldı gözleri Hannibal'in Gördü ateşten gözleriyle Sybilla'yı. Döktü gözlerinden Yağmur damlaları Yaralarına Hannibal'in Sybilla. Gösterdi ona Geleceği Ve Gerçeği Apollon, Kalbinde aşk, Gözlerinde huzur, Yanıt verdi Syblla: "Geleceği gösterme, Sonsuzluk ver, Gerçeği gösterme, Ölümü ver, Yine de, Olmaz!" Kırılır altın liri, Parçalanır okları, Göremez olur atiyi, Şifa vermez elleri, Dilinde kalmaz şiir, İnerken merdivenlerden, Bakar son kez, Arkasını dönüp, Düzelir altın liri, Birleşir okları, Şifa akar ellerinden, Dilinden dökülür şiirler, Ve Atar okunu, Vurur Hannibal'i sırtından. Sonra, Terk-i diyar eyler Dönmemecesine Roma'dan. VI. İşte Ekmek, "Bu bizim etimiz," İşte Şarap, "Bu bizim kanımız," der Syblla. İşte Kalbim, "Bu sadece senin," İşte Sırtım, "Bu sadece benim lanetim," der Hannibal. İnerken merdivenlerden, Bakar son kez, Arkasını dönüp, Buluşur dudakları, Son kez. Ve Terk-i diyar eyler Dönmemecesine Roma'dan. Sürgün gider, Ermenistan'a, Bitinya'ya. Kaybetmek ister aşkını, Engin bozkırlar içinde Olmaz! Dondurmak ister kalbini, Yüksek dağlar tepesinde Olmaz! Bir şehir kurar, Binlerce sene sonra Bursa adını verdikleri. Bir sebil yaptırır, Binlerce sene sonra Çeşme adını verdikleri. Ne zaman aşka gelse, Gelip içer, Kana kana. Ta ki, Parçalanana kadar Sebil, Bir gün Birdenbire. Çabuk gelmiş Kötü haber, Ve Yüzüğünden içmiş Zehrini. Yummuş gözlerini Binlerce sene sonra Adı verilecek Tepeye. Dünyadan bir adam Geçti. Binlerce sene namı, Dolaştı, dolaştı, dolaştı... Ḥannobaʿal Ḥannibaʿl Ḥannibaʿal Anníbas Annibal Ve Hannibal Barca oldu adı. Ölmek istemiş, Ölememiş. Yedi yüz yıl Yaşamış, yaşamış, yaşamış... Bir sabah, Aşka gelmiş, Tapınağın Merdivenlerinden inmiş, Sebilden Içmiş Kana kana. Ve Bir ağustos böceğine Dönüşmüş. Binlerce sene Uçmuş, uçmuş, uçmuş... Sybilla Sybill Sibylle Hübel Kibele Cybèle Sibela Sibele Ve Sibel olmuş adı... youtu.be/343QlP7HEfo * "Yardım" ** "Hannibal kapıda!" *** "Ateşin içinde kalan, ateşe hizmet eder
··
2.305 görüntüleme
Psyche okurunun profil resmi
4, 5, 6. Dizede şiir çarpıyor. Hayır belkide ilk dizeden. Bu şiiri derin okumak için kaydettim. Bir kere Hannibal gibi güçlü bir karakter ile kurduğun ama dizelerin yormayan hali ile -yormazken betimlemeler harika tabiî- harika bir diziliş var. Biçim uymasa da bir baladmış gibi hissettim. Dün içimden şöyle olsa bölünse bir balad olurdu gibi geçerken Reading Zindanı'nı görünce ayrı gülümsedim. Böyle şiirler okumak bana büyük haz veriyor ki ilk okuyuşta da şiir tam benlik demiştim. Söylenecek şey çok ama uzatmayayım, bayıldım.
Kaan okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, beğenmeniz ve yorumunuz beni mutlu etti. Hem keşke uzatmış olsaydınız daha çok şey öğrenebilirdim; zira sayenizde "balad"ın ne olduğunu öğrendim: yorumunuzdan sonra google'ladım ufak. Daha önce sadece adını duymuştum. Reading Zindanı, iyi denk gelmiş; hayat bir tesadüften başka nedir ki? :)
10 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.