Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

79 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Yazar, senarist, oyuncu, yönetmen Sovyet Rusya'nın kırılgan döneminde bir fırtına estirmiş çok yönlü oldukça donanımlı Sibiryalı bir sanatçı Vasili Şukşin. Sovyet denildiyse de Rus edebiyatı içinde oldukça klasik yazarların içinde öncelikli olduğunu vurgulamak gerekir. Zira Şukşin edebiyatı 'hayatın çöplüğüne gömülmüş' alt tabaka, sıradan sosyal basamağın en aşağı tiplerini öykülerinde ustalıkla tahlil ederek yer vermesidir. "İnsan, doğanın şaheseridir" diyen hümanistik yazar insanı cinayete ve mahkeme kürsüsüne sürükleyen nedenleri araştırmış, onu sosyal, siyasi ve devlet kurumundaki düzensizlikleriyle ilişkisini açıklamıştır. Şukşin'in filmleri, yazmış olduğu öyküleri esas alınarak çekilmiştir. Aynı zamanda sinema oyuncusu olan 'Onlar Vatan Uğruna Savaştılar' ve 'Proşu Slova' (Konuşmak istiyorum) filmlerinde oldukça başarılı olmuştur. Gelelim "Eleştiriler" kitabını incelemeye, eserde iki öykü var. İlk öyküsü kitaba adını veren çok sıcacık dede- torun öyküsüyle başlar, birlikte sinemaya giderler, dede çok iyi bir eleştirmen her filmi didik didik eder. Hatta bir pasaj da torununa "Sen daha küçüksün, korkarım ki benim her yerde gelişigüzel gülmem yakışık almaz" der ama iş yetişkinlere gelince hemen sinirlenir, küfreder ihtiyar. İkinci öyküsü ilk öyküsünü gölgede bırakır hatta kitabın en uzun öyküsüdür. Roman olsa anlatsa anlatsa sıkılınmaz(!) 😁 "Böyle Bir Genç Yaşıyor" Altay dağlarında kamyon şoförlüğü yapan Paşka'nın hikayesi. Bana Cengiz Aytmatov'un dilinden esintiler yaşattı. Sonuçta Sibirya'da Kırgızistan 'da Sovyet Rusya' nın RSFSC’lerinden tanıklık etme şansı veren mühim iki büyük yazar. Yani anladığım şekilde açıklarsam bi nevi koloniler. Kamyonlar vızır vızır kum taşır getirir iki eserde de (kıyaslamam Selvi Boylu Alyazmalım) 😁 Asıl bu kitabı benim için mükemmel kılan kitaptaki karekterler, efsaneler, mitler. Halkın içinden sanki Sibirya'da yaşamışım hissini veren minicik öykünün yazarının ustalığıdır. Şöyle bi mit geçer benim tüylerimi ürperten sonunu es geçeceğim çünkü asıl bomba orada ve eserin hümanistik doğasını ışıl ışıl ışıldatan kısmı bana göre. Bir şoför, kamyonuyla Özgürlük vadisinden geçiyormuş. Ormandan geçerken bir ileride bir kadının durduğunu görmüş. Çırılçıplak. Kadın elini kaldırmış. Şoför birazcık ürkmüş. Kamyonu durdurmuş. Kadın ona yaklaşıp "Al sana yirmi ruble bana elbiselik beyaz kumaş al, görüyorsun ben çırılçıplağım." Şoför parayı almış devam etmiş yoluna. Olayı arkadaşlarına anlatmış. Diğerleri ona gülmüşler. "İyisi mi gidip bu parayla içki içelim" demişler. O şoför de elini kolunu sallayıp girmiş ve bir güzel içmişler. Ama geri geldiğinde ise korkmuş. Karısına gidip her şeyi anlatmış. Karısı da bunu bir güzel azarlamış, azarlamış ama parasını da vermiş. Şoför gidip beyaz kumaşı satın almış tutmuş Özgürlük Vadisinin yolunu. Korktuğu için yanına iki arkadaşını daha almış. O yere bir kilometre kala iki arkadaşı da ölümcül bir uykuya dalmışlar. Kumaşı götüren şoför onları dürtüklüyor hatta dövüyormuş ama adamlar uyanmıyorlarmış. Yola devam etmiş, kadın onu bekliyormuş. "satın aldın mı" demiş kadın adam kumaşı uzatmış. Kadın uzanıp almış. Tam giderken dönmüş ve şoföre bakıp sormuş. "sen neden paramla içki içtin" şoför ise susmuş. Kadın yavaşca eğilip "neyse, tamam, oysa o paralar benim değildi, sizindi." gülerek uzaklaşmış, ormanda kaybolmuş.
Eleştiriler
EleştirilerVasili Şukşin · Multılıngual Yabancı Dil Yayınları · 20031 okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.