Burne Hogarth/Sanatsal Anatomi
Yeni ölçülere göre grafik sanatın başlangıcındaki kurallar yeniden gözden geçirilmeye başlandı. Katı bir resim anlayışının yerini somut deneyler ve fizik gerçekleri aldı. İlk değişen ise insan bedeni oldu. Yavaş yavaş birey ortaya çıkmaya başladı. Cimabue, Giotto, Massacio onun acılarını, korkularını, vecde gelişini duyup resmettiler. Anatomi bilimi sayesinde ağaç gibi duran bedenler hayatiyet kazandı. Sinirler enerjiyle doldu. Umutların, güçlü tutkuların ve yüceliklerin insanı sahnede göründü. Michelangelo'nun "İnsanın yaratılışı" adlı freski o dönemin simgesi sayılabilir. Mevsimler, iklimler, güneş ışınlarının değişimi, gençlik ve yaşlılık, kadınlık ve erkeklik, ölüm ve doğum, yaşam çemberi sanatta görülmeye başladı. Leonardo, Raphael, Giorgione, Titian, Tintoretto doğanın sırlarını, atmosferi ve ışığı, berraklığı ve şefkati, hazzı ve elemi gördüler. Batı'da ahlaki ilkeler ve yüce değerler Van Eycks, Van Der Weyden, Bosch, Dürer, Grünewald, Brueghel ve El Greco' nun eserlerinde belirdi.
On yedinci yüzyıl bireyci sanatta bir adım daha attı. Kişilerin doğal çevreleri ile birlikte portreleri yapılmaya başlandı. Barok sanat büyük portrecilik çığırını açmakla birlikte portreleri yapılmaya başlandı. Barok sanat büyük portrecilik çığırını açmakla birlikte Galileo, Kepler, Descartes ve Newton'un bilimsel buluşlarını da aksettirmekten geri kalmadı. Hobbes, Spinoza felsefede yeni ufuklar açtılar. Bunlarla birlikte müzikte solo eserler yazılması, aryalar, resitatifler bireyciliği öne çıkardılar. Ve gene bu arada Hervey'in kan dolaşımını bulması Barok sanata yeni bir sıcaklık getirdi.
Barok gerçeğin sanatıydı, yani kişi olarak insanın gerçeği, insan karakterinin iç görünüşünün gerçeği idi. Her şeyiyle günlük yaşamdaki insanı anlatmaktaydı. Ustalık ışık oyunlarında görülüyordu. Kişilerin durgun ya da çağlamakta olan duyguları ışık oyunlarıyla yansımaktaydı. Velasquez'in, Rubens'in tabloları saray yaşamının sevincini aksettirmekteydiler. Vermeer ve Hooch duruşlardaki tavrı, bakışlardaki anlamları ele almışlardı. Hals, kadın ve erkeklerin kahkahalarını, çocukların ağlayışlarını, Rembrandt ise yoksul ve ezilmiş insanları ele aldı. Ve bu ara doğayı, onun insanda uyandırdığı çeşitli duyguları da işlemeyi unutmadılar.
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.