Cebeci'deydim okurken, Bentderesi'nde, Elmadağ'da, bi ara ne oldu anlamadım Kuzguncuk'ta buldum kendimi. Bir kadının, birbirini imha edemeyen iki grubu nasıl yokettiğini gördüm, bir kahvede kurulan sinema hayallerini yan masadan izledim ve nicesi. Nihat Genç ne yapmış böyle?! Aşırı küfürlü olmasına rağmen üslup lezizdi. Hikayeler can alıcı, hatta kısmen bir yakın tarih tablosuydular, başlı başına film senaryoları. April'in aşırı abartılı bulduğum tanıtım yazısı meğer pek de abartılı değilmiş. Ne diyelim, helal olsun.