Gönderi

"Gelin görün ki, dünyada âşıklar hâlâ uyuyor. Dünya onları çağırıyor. Âşık konuşuyor: 'N'olur ayrılmadan önce bir nazar kıl bana. Sen ruhuma nakşedilmiş susuzluğumsun benim.' Ama ertesi gün, birden başka biri olup çıkıyorlar. Gece başka, gündüz başka birisi oluyorsunuz. Sizi kavurup duran ihtiraslarınızın sarmaşığından aşağı inin artık. Bu aldanışlar diyarında, bir yataktan bir yatağa itilip durursunuz. İçin, için sizi divâne gölgeler! Ömrün ve insanın sınırlarını ne zaman farkedeceksiniz? El ele, öpüşen, âşıklarmış gibi davranan insanlar görüyoruz etrafımızda. Herkeste ânı yakalama arzusu apaçık görülüyor. Kimse ruhun hazine dairesinden tek bir ânın yitirilmesini istemiyor. Kimse ömrün sınırının yakın olduğunu, ölümün hemen yanı başında beklediğini kabul etmek istemiyor. Ama bilin ki, ölüm ânında, en umutsuz ve çorak şartlarda bile beklemediğimiz bir umut verilir bize. Şeytan, çamurdan yapılmış insana güvendiği için Allah'ın yanıldığını kanıtlamaya çalışmıştı. Çamurdan yapılmışlığın bir önemi var mıdır gerçekten? Çamur da, ateş de, ışık da, Allah'tan mertebelerce aşağıdadır. Allah'a tevekkül edin ve birbirinize itimad edin ama özellikle, Allah'a ubudiyetinizi herşeyin üzerinde tutun. Unutmayın ki, içinde put olan bir kalbe Muhabbetullah girmez. Lezzetlerinizi Allah'ın rızası dairesinde yaşayabiliyorsanız, amenna. Yaşayamıyorsanız onlardan vazgeçin ve nihayet, Ömer Hayyam'ın Hayâl Kervanı mısrasını hatırlayın. Duvarlardaki çentikler vaktinizin geldiğine işaret eder. Acele edin!"
··
284 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.