Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

t.me/TurklukBilimi Osmanlı Devleti'nin sınırlarını genişletip bir kağanlık durumuna geçişiyle birlikte, saray ile aydınlar çevresinde, Arap ile Fars ekinci yeniden değer kazanma yolunu tutmuştur. Bu durumun doğal bir sonucu olarak Türkçeye, Arapça ile Farsça sözler yalnız yalın biçimleri ile değil; tümleme [tamlama], çokluk, niteç [sıfat] ile belirteç biçimleri gibi dil bilgisi kuralları ile de akın etmeye başlamıştır. Bu ëtki ile akımın yettikçe artması sonunda, Türkçe bir yandan söz varlığı öte yandan da dil bilgi yapısı açısından Arap ile Fars dillerinin ağır baskısı ile boyunduruğu altına girmiş; böylece Osmanlı Türkçesi Arapça, Farsça ile Türkçenin karışmasından oluşmuş, üçlü, karışık ile yapay bir dil durumuna düşmüştür. Arap ile Fars dillerinin bu ağır baskısı, Türkçenin iç yapısını baskılayarak [zorlayarak] onu, kendi kendini besleyip geliştirme olanaklarından yoksun bıraktığı için; kısırlaşmasına yol açmıştır. Üstelik konuşma dili ile yazı dili, aydınların dili ile halkın dili arasında da bir uçurum oluşmuştur. Dilin bu duruma gelişinde en büyük etken, kuşkusuz devletin ana dili temelinde bir dil politikasının bulunmamasıdır. ✍Alıntı: Zeynep Korkmaz - Cumhuriyet Döneminde Dil Anlayışı @Turklukbilimi
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.