Gönderi

Tanrı ile Cebrail söylencesi:
"Tanrı Cebrail'i yarattıktan sonra katına çağırıp sorar: - Sen kimsin, ben kimim? Cebrail: - Sen sensin, ben benim, diye karşılıkverir. Tanrı bu yanıta çok kızar ve Cebrail'i katından kovar. Cebrail bu duruma çok üzülür. Gökyüzünde kollarını açar. Böylece durgun ve üzgün uçar. Bir süre sonra yorulur. Konacak yer arar. Fakat inecek yer bulamaz. Yeryüzü henüz sularla kaplıdır. Bu sırada yeşil bir kubbe görür. İnmeye çalışırken içerden bir ses duyulur: - Ey Cebrail niyaz et! Cebrail niyaz eder. Kapı açılır, Cebrail içeri girer. Beş tane nur görür. Yeşil nurdan bir ses yükselir: - Ey Cebrail, Tanrı sana bir kez daha aynı soruyu sorarsa ona "Ey Tanrı, sen yaratıcı­sın. Ben ise yaratılanım" de! Bir süre sonra Tanrı yeniden Cebrail'i yanına çağırır. Aynı soruyu yineler: - Sen kimsin, ben kimim? Cebrail bu kez: - Ey Tanrı, sen yaratıcı, haliksin, ben ise bir mahlukum, yaratılanım der. Bu yanıtı onaylayan Tanrı: - Ey Cebrail sen mürşidini bulmuşsun. Onun yanına git, diye buyurur. Bu duruma Cebrail pek sevinir. Sevinçle gökyüzünde el kol ve baş hareketleri ile uçarak türbeye girer. (Belgin Aygün, Alevi Törenleri ve semah tez S:60) Bu söylence halk arasında şöyle yorumlanır: "Biz de Cebrail gibi, mürşidimize ulaş­mak amacıyla ve onun duyduğu sevinci duymak için semah dönüyoruz. (Belgin Akgün a. g. tez S:60 aktaran: F. Bozkurt, Semahlar s: 40}
·
127 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.