Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

206 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Alıntılar; Erkekler ünvanlarını kaybettiklerinde büyük bir bunalıma giriyorlar. Çünkü onlar o kendilerine bahşedilmiş Ünvanlarla, masalarla, koltuklarla, var oluyorlar. Bunları kendilerine bahşeden kişi bir gün geride alabilir, bunu hiç düşünmüyorlar. Asıl var olmak, bunlar geri alındığında da, yok olmamaktır. Sayfa 68. Bazen onu kendime o kadar yakın buluyorum ki o kadar yakın ki… Sanki bir an gelecek… Uzun yıllar sonra o an gelecek ve ona elimi bile sürmeyeceğim. O kadar yakın olacağım bizim Aykut gibi bir keresinde karısıyla sevişirken onunla asla öpüşmediğini söylemişti. Karım sanki çok yakın bir akrabam gibi, onunla o kadar çok şey paylaşıyoruz ki, sevişmek olmazsa olmaz bir kural, ama ateşli bir şekilde öpüşmek garibime gidiyor, içimden gelmiyor, komik buluyorum demişti. Sayfa 70. Yakışıklılığı çok çarpıcı, bir yere girdiğinde dönüp bakıyorsunuz, ama masanıza oturup konuşmaya başladığında, yakışıklılığını görmemeye başlıyorsunuz. Hiçbir aykırılık hiçbir tuhaflık, aptalca bir yan olmamasına karşın etkileyici değil. Sayfa 72. Hayat sanıldığı gibi değil. İçine daldığımızda hiçbir şey o kadar zor, kötü, iyi ya da güzel olmuyor. İnsan, yaşamak zorunda kaldığı şeyleri hemen uyum sağlıyor, alışıyor. Hatta herkesin çok ağır, çok kötü, çok acı bulduğu durumlarda bile mutlu olmayı başarabiliyor. Mutlu olmasa bile iyi olmayı sürdürebiliyor. Sayfa 75. Aslında kadınlar huzur falan sevmiyorlar, bunu anladım artık, onlara fazla güven duygusu vermeyeceksin, huzur sıkıcı bir şey, dedi. Sayfa 104. Bazen, gece yarısı çıkıp sabaha karşı döndüm günlerde avaz avaz bağırıp beni evden kovmasını istiyorum. Bana hakaret etmesini, vurmasını, tekmelemesini, sonra da kapıdan dışarı atmasını… Yapmıyor. İyi misin? Diyor sadece… İyi misin? Sayfa 139. Ama Bora’yla tanışmasaydım, Sinan’la ilişkimizin ne denli kötü olduğunu anlayamazdım. Dokunmanın ne denli olağanüstü bir duygu olduğunu doğru insan çıkana dek bilmenin imkanı yok. Yoksa ben onu,onun beni sevdiğinden daha fazla mı seviyorum? İşte bu asla dayanamayacağın bir şey olurdu. Bu asla katlanılamayacak bir şey. Sevdiğin kadar sevilmemek. Keşke bir ölçü aleti olsaydı sevgileri tartmak için. Acaba çiftler razı olur muydu dönüştürmeye sevgilerine? Kim bilir kaç ilişki ölçüm sonrası hemen sona ererdi. Kim dayanabilir ki sevdiğinden daha az sevildiğini bilmeye? Ama şurası da bir gerçek ki, sevgiler arasında eşitlik olamıyor. Taraflardan birisi daha çok seviyor ve ne yazıkki daha çok seven kişi daha çok üzülüyor. Ceza gibi. Birisini çok sevmenin cezası… Üzülmek! Sayfa 144. Bir aşk sözcüğüdür uçuşuyor boşlukta. Herkes aşktan söz ediyor. Sinan Demet’e aşık. Demet Bora’ya aşık. Bora Demet’e aşık. Selin Bora’ya aşık. Sinan ve Selin’e aşık olan kimse yok… Şimdilik. Sayfa 149. Yiğitsin sen yiğit… sayfa 198.
Aşk Gidiyorum Demez
Aşk Gidiyorum DemezDuygu Asena · Doğan Kitap · 2021601 okunma
·
268 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.