Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

%25 (40/160)
·
Puan vermedi
Kitabı yarım bıraktım. Aşağıda paylaştığım alıntılar ışığında bir inceleme yazdım. Okurların dikkatine... Sf. 28 Çarşıda, okulda, kadim Süryani, Müslüman, Yahudi, Mecusi, Zerdüşti, herkesin ahbaplık ettiği, birbirinin kutsal günlerini kutladığı şölen günleri... Ama şimdi iyice içine kapanmış, sertleşmiş öfkeli bir İslam'ın gölgesi altında kararan bir şehir. Sf. 28 Bir yandan IŞİD, bir yandan PKK, bir yandan devlet güçleri derken çarpışmaların ortasında kalmış, korku içinde bir kent. Sf. 29 Galiba Mardin'de içki verilen tek lokanta bu; belki de sahibi bir kadın olduğu için. Bu görkemli taş konaktaki lokanta tenha, masaların çoğu boş çünkü turistler gelmiyor artık buralara, evdekiler de çıkmaya korkuyor. Kitapta geçen bu 3 cümleyi okuduktan sonra bu kitabı yarım bıraktım. Çünkü birçok kültür eserine imza atmış, ülke çapında tanınmış bir yazarın özellikle İslam dinini öfkeli olmakla nitelemesini kendi toplumuna yüz çevirerek başka toplumlara yaranma çabası olarak görüyorum. Özellikle İslam kelimesini nokta atışı seçip kullanması bu durumu daha da ayyuka çıkarıyor. Eğerki İslam yerine Müslümanlar ifadesini kullansaydı yine bir derece kabul edilebilirdi. Çünkü o dine inananların yaptıkları yanlışlar inandıkları dini değil kişiyi bağlar. Bir insan birini öldürdüğünde onun rolünü, sıfatını neye göre belirliyoruz? Bir erkek öldürdü , yok bir baba öldürdü, yok bir öğretmen öldürdü, yok bir genç öldürdü, yok bir İngiliz öldürdü ya da bir Hristiyan öldürdü. Hangisini beğenirsek onu mu kullanıyoruz, peki? Hadi varsayalım, hepsi birden de denilebilir belki ama Hristiyanlık öfkelendi ve öldürdü, asla denemez.Aklın böyle bir ifadeyi alması mümkün değil. Özellikle Avrupa gibi bölgelerde İslam korkusunun -onların ifadesiyle İslamofobi- yükselişe geçtiği son yıllarda bir dine böyle bir yakıştırmada bulunmak tam bir akıl tutulmasıdır. Hiçbir dine karşı bu kadar rahat bir şekilde olumsuz sıfatlar kullanılamazken neden söz konusu İslam olunca bu kadar dikkatli(!) olunuyor. Anlam vermek mümkün değil. Bir diğer takıldığım nokta devletin meşru gücü olan Türk askerinin ve polisinin IŞİD, PKK gibi bebek katillerinden, tecavüzcülerden oluşan terör örgütleriyle aynı kefede yer almasının bir izahı olamaz.Ve bunu zamanında siyasete atılmış bir yazarın saydıklarının ayrımında olup aralarında fark gözetmeden yazması da düşündürücüdür. Velhâsılı kelâm tüm kitabın elbette kurgu olduğunun farkındayım. Tüm bu alıntılar görünürde yazarın değil, karakterin düşünceleridir. Ancak kurgu dahi olsa bu değindiğim konuların bir yazar olarak dikkat edilmesi gereken tüm toplumlar için geçerli hassas noktalar olduğunu düşünüyorum. Bence tüm milletlerden ve dinlerden yazarların yapması gereken tek iş şudur: doğru kelimeyi seçmek. Yoksa nasıl yazar olur insan?
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,2bin okunma
·
117 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.