Şu ana dek inmeyi başardığımız iki tane
uydu var: Ay ve Titan. Cassini uzay aracına eklenen Huygens sondası 2004 yılında
Titan yüzeyine inerek toplamda 3,5 saat
boyunca veri toplamayı başardı. Bu sayede atmosferinin yapısını öğrenip, yüzey
görüntülerini elde ettik. Yani bu yeni dünya
hakkında bazıları son derece net olan verilere sahibiz.
Dikkat çekecek oranda bir gaz bulutu
altında; yoğun oranda azot ve metan ile
diğer gazlardan ibaret bir atmosferle sarmalanan Titan, Satürn’ün en ünlü uydularından. Huygens’in elde ettiği örnekler
sayesinde atmosferinde organik bileşikler bulunduğunu da öğrendik. Cassini’nin
uzaydan yaptığı incelemeler, atmosferde
ayrıca plastik yapımında kullandığımız
propilen ve zehirli hidrojen siyanür olduğunu gösterdi. Yoğun orandaki metanın
kaynağıysa henüz bilinmiyor.
Gezegene uzaklık sıralamasında 21.
uydu olan Titan’daki atmosfer basıncı bir
yüzme havuzunun dibinde hissedilen basınca eşit. Yanardağları, buz volkanları, yüzey altında gizlediği derin birokyanusu,rüzgârlar,
hidrokarbon bulutlarından
dökülen metan ve etan yağmurları, bu
yağmurlarla beslenen göl ve nehirler, kurak bölgelerinde yükselen kum tepeleri
ve hatta mevsim değişiklikleriyle merak
uyandıran bir uydu olmasına rağmen, sıfırın altında 200 derece civarında seyreden
dondurucu yüzey ısısı nedeniyle buradaki
tüm kimyasal süreçler çok yavaş işliyor.
Yine de yaşamı filizlendirebilecek organik
bileşikleri meydana çıkaran yapıtaşlarına
sahip. Yani Titan’da yaşamın çoktan filizlenmiş olma ihtimali de var. Ama bunlar
henüz bir örneğine rastlamadığımız metan bazlı canlılar olabilir.
Onun yaşamı barındırabilecek gizemli
bir dünyaya benzediği gerçeğine ilk dikkat
çeken kişi Carl Sagan’dı; “Yüzeyindeki her
türlü zorluğa ve düşük iklim sıcaklıklarına
rağmen kendine özgü bir biyolojiyi desteklemesi hiç de olasılık dışı değil.” Sagan için
Titan mutlaka keşfedilmesi gereken öncelikli yerlerin başında geliyordu. Geçtiğimiz
yıllarda Amerika ve Fransa ortaklığında
yürütülen bir araştırmada Titan atmosferindeki organik moleküller kullanılıp bir
simülasyon oluşturulmuş ve bu simülasyonda RNA ile DNA moleküllerine ait yapıtaşları kendiliğinden ortaya çıkmıştı.
Cassini uzay aracından elde edilen veriler, tam da Sagan’ın tarif ettiği şekliyle
uydunun Dünya benzeri bir yapısı olduğunu gösterdi. Titan sadece Satürn’ün değil,
tüm Güneş Sistemi’nin en büyük uydusu.
Merkür’den daha büyük olan uyduda tıpkı
Dünya’dakine benzer sahiller var. Hatta
kendine özgü bir bitki örtüsüne de sahip
olduğu düşünülüyor. Yaşam, su ve amonyaktan ibaret gibi görünen bu okyanusta
filizlenmiş olabilir.