Tayfun2 cevap ver Tayfun2 :)Derginin bu sayısında Murat Menteş'in "Cüneyt Arkın"ın gibiyim başlığı altında Cüneyt Arkın ( Fahrettin Cüreklibatır)'ı daha yakından tanıma fırsatı buluyorsunuz. Hepimiz çocukken onun filmleriyle büyüdük. Yakışıklı, başarılı filmlerindeki dövüş sahneleri ise bizi her zaman heyecanlandırırdı. Her mahallede bir tane Cüneyt Arkın mutlaka olurdu:) Defalarca yayınlanmasına rağmen sıkılmadan tekrar tekrar izlerdik. Cüneyt Arkın sanat için yaratılmış, tam bir beyefendi, edebiyata düşkün, hoşgörülü ve en önemlisi nereden geldiğinin bilincinde olarak yaşamış biri. Ondan bahsederken "Gelmiş geçmiş en büyük jön" diye bahsediliyor. Sanat camiası ve onun filmleriyle büyüyen bizler sanatı karşısında eğilmek de boynumuzun borcu. Sanatın her alanına ilgi duymuş, o bir ressam, şair ve doktor. Dünyanın en çok film çeviren erkek oyuncusu. Cüneyt Arkın'la tanışmak isteyenlere tavsiye edebileceğim bir sayı olmuş.
Aynı zamanda son günlerde hayranlıkla takip ettiğim Hakan Günday'ın son çıkan kitabını (Zamir)'i bizlere tanıtmaya ve yazarla keyifli bir röportaja yer verilmiş. Kinyas ve Kayra ile tanıdığım yazar beni oldukça etkilemişti. Öyle ki bu adam daha ne yazmış olabilir diye sordum kendi kendime. Hakan Günday'da bu röportajda şu ifadeleri kullanıyor: " Önümde bir duvar var ve sürekli zıplamaya çalışıyorum her yeni romanda ve her seferinde daha yükseğe sıçramaya çalışıyorum. Belki bir gün diyorum yeterince yükselirim ve duvarın ardını görürüm."
Ve bizleri daha çok kitabıyla tanıştırmasını, kaleminin daima yazıyor olmasını temenni ediyorum. Keyif aldığım bir sayıydı benim için.
Okumak isteyen tüm okurlara tavsiye ediyorum.