Gönderi

175 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 9 days
İnsancıklar, ah o insancıklar..
Biir Dostoyevski kitabından etkilenmemek zaten mümkün değil. Yoksulluğun verdiği sıkıntıları, duyguları dibine kadar hissettim. İNSANCIKLAR kelimesi, yoksulluğun vermiş olduğu eziklikle, verdiği utançla insanlara olan siteminin bir eseridir. Suç ve Cezayı ve Yeraltından Notları da okudum. Dostonun ilk kitabıymış ve 25 yaşında yazmış. İlk kitabı olduğu belli gerçekten çünkü bir Suç ve Ceza gibi etkilemedi. Tavsiye eder miyim? Eğer duygusal kitapları seviyorsanız, bir dinlenme kitabı okuyayım diyorsanız, yoksulluğu bir derinden hissedeyim ve bilinçleneyim diyorsanız ve benim gibi Dosto hayranıysanız kesinlikle okuyun derim. Konusu: Kitabın tamamı yoksul genç bir kadın ve yoksul yaşlı bir adam arasında geçiyor. Spoiler: Adam ve kadın her ne kadar sevgili gibi görünse de dostane bir arkadaşlıkları var. Neredeyse yüz yüze görüşmediler bile. Birbirlerine sürekli mektup yazıp durdular ve böylece, yaşadığı günlük olayları hayatlarını anlattılar. Beni en çok etkileyenler (spoiler): Petyonkanin babası ve kendisi oldu. Kısaca bahsetmek gerekirse: Mektuplaşan kızın küçükken gayet güzel bir hayatı var köyde fakat babasının işleri kötüleyince şehre taşınmak zorunda kalıyorlar. Durumları kötü ve annesi hasta olduğu için yetimhane yurdunda kalıyor, haftasonları yine ailesiyle birlikte ama. Kız 14 yaşındayken babasını kaybediyor ve Anna Fedorovna yani sanırım uzaktan yakınıydı, onlara destek oluyor fakat pek de iyi davranmıyor. Onlara yani kıza ve annesine iki oda kiralıyor ve kaldıkları yerde diğer odada kuzeni Şaşa da kalıyor. Kuzenine ve bu kıza ders veren Petyonka yoksul bir öğrenci. Ve onun babası çok duygusal ve oğlunu çok seven biri. Kitabın bu bölümleri beni çok etkilemişti, adam çok zavallı ve çok iyi kalpli biri. Fakat oğlu ona çok iyi davranmıyor, çünkü aslında adama katlanmak da biraz zor (Çok ayrıntı var zaten burda anlatamam.) Bizim yetim kız buna aşık oluyor ve oğlan da çok boş değil. Babası ona doğum günü hediyesi için kitap alacağı sırada cebinde çok çok az para olduğu için, kitapçık almaya yetiyor ve kitapçıkların ne kadar iyi olduğuna kendini ikna ettirmesi ve nerdeyse gözünden yaş gelmesi çok etkileyiciydi.. Oğlan, onun içki içmesini istemiyordu ve babası ona bunu kanıtlamak için kitap almak istiyordu.. En sonunda bizim yetim kız adama yardım ediyor ve neyseki birlikte alıyorlar. Her neyse, oğlan hastalığı yüzünden ölüyor.. Adamın, yani mektuplaşan yaşlı adama Majestelerinin 100 ruble vermesine kalbimi bıraktım.. Dosto o kadar güzel betimlemiş ve anlatmış ki: zannedersiniz ki sizin cebiniz de 5 kuruş yok ve adam size sanki 100 tl veriyor.. Gerçekten derin hissettim bu olayı.. Burdaki olayda aslında vermek istediği çok mesaj var. Kıyafet konusuna da çok değinmiş ve Yeraltından Notlarında da, bu konunun Dostonun hassas konusu olduğunu anladım. Kısacası kıyafetin kötü olduğu durumda, insanın hiçbir şekilde iyi hissetmediğini ve insanlara karşı fazla bir utanç içinde kaldığını söylüyor... Gorşkov, yani yaşlı adamla aynı evde bir başka odada karısı ve çocuklarıyla kalan adama çok çok üzüldüm. Adam çok fakir ve bir iftira yüzünden işinden olmuş para kazanamıyor, bir çocuğunu hastalıktan kaybediyor. Ve en sonunda iftirası temizleniyor, yüklü tazminat alıyor derken sevinçten sessiz sedasız ölmesi çok yaraladı.. Dosto, kaderin önüne hiçbir zaman geçilemeyeceğini, bir insanın yüzü gülmüyorsa yapacak bir şey olmadığını vurguluyor.. Yetim mektuplaşan kızın başka bir adamla (bu adam romanın başında geçiyor) evlenmesi? Kitap beni duygu seline sürükledi. Yaşlı adamla bir kitap boyu mektuplaştı ve kızın vedası gerçekten acı oldu. Bir bakıma iyi oldu dedim çünkü adam zengin ve kadının çalışacak hali yok. Fakat adam çok öfkeli ve yaşlı adam gibi iyi davranmıyor. Aynı zamanda yaşlı adama da 500 ruble para teklifinde bulunuyor, yetim kıza yaptığı iyiliklerinden dolayı. Yetim kız, 'yaşlı adamın bana maddi yardımının yanında manevi yardımı da çok' dese de adam bunu duymuyor, hepsinin edebiyat, şiir boş beleş işler olduğunu söylüyor. Dosto, bir kitap boyu aşk sevgiden bahsederken bir anda bu şekilde bir yorum katmasından anladım ki: yoksulsan senin sevgin bir şiirden öteye gidemez, gerçek sevgi falan bunlar hikaye, yani bizim deyişimizle ' sevgi karın doyurmuyor'. Ve bu çaresizliği maalesef sonlara doğru iyice hissediyorsunuz..
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362.6k okunma
·
168 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.