Değerli büyüğüm, alelacayip aşkların, oyunbazlığın ve hüzünlü dolambaçların yazarı, İlhami Algör. “Böyle olmasını istemezdim ama hep öyle olurdu.” Aynı isimle yönetmenliğini Çiğdem Vitrinel’in üstlendiği Erdal Beşikçioğlu ve Sezin Akbaşoğulları’nın başrolleri paylaştığı film 2014 yılının Aralık ayında vizyona girmiştir. İlmek ilmek işlenmiş betimlemelerin içinde kaybolarak, derin imgelerin arasında savrularak, okunacak edebi değeri çok fazla olan kurgusu ve konusu ile tadını damakta bırakan, kalbimi ve beynimi doyuran bir kitaptı. Herkese hitap edebilecek ve kolay anlaşılır bir roman değil. Her zaman söylerim “herkes her kitabı okuyamaz.” Kendine yarattığı dünyasının içinde yaşayan, aslında gerçek hayat ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Arif, kadın erkek ilişkileri üzerine kafa yorduğu bir zamanda Müzeyyen ile karşılaşır. Tanıdığı kadınların hiç birine benzemeyen gizemli güzelin dünyasına girdikçe kadınlarla ilgili aklındaki soruların cevabını bulacaktır. Efkârlansam mı, yoksa tebessüm mü etsem? Arif ile Müzeyyen’i okurken iç dünyam allak bullak oldu dersem abartmamış olurum. Bazen tutkularımla kavga eder, kanlı bıçaklı olurum. Ama sayfaları çevirmeye başlayınca içimdeki tutkuya sımsıkı sarılmayı öğrendim. Arif ile Galata’ya gittim. Sigara tüttürüp çay içtim. Sadri Alışık ile racon kestim. Bazen de hiç bilmediğim iç dünyamın kapılarını ardına kadar araladım. Ruhunda hep eksik parçaların olduğunu fark eden ama bir türlü o eksiklikleri dolduramayan, hep kaybeden, tutkuyla seven ve “çıt” sesini duymuş âşıklar vardır. Okuduğunuz her satır yitip giderken, zihniniz çoktan o satırlara tutunup yol almaya devam ediyor. Bir oturuşta kadın erkek ilişkilerine ve toplumsal yapıya dair tespitler, tanımlamalarla iç içe olacaksınız. Son olarak İlhami Algör okumak bir ayrıcalıktır.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,3bin okunma

·

55 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Afife Mert