''Elleriniz arasında kesik bir baş ile duruyorsunuz..
işte benim üzgün ve sabırsız arayışım
bu çürümüş zamanda olmak..
Şiirler silah,
korkusuz yorgun bir kurt gibi,
neden..
Şüphelerim varoluşumun ilkesidir.
yalnızlığım şüphelerim varoluşum;
size inat sarhoş olmak.!
Hislerinizdeki derin felaketin
kokusunu duyuyorum çünkü.
Siz neden göremiyorsunuz!
Belki de damar tıkanıklığı!
Belki de kader tıkanıklığı.!
Bir suçluya ihtiyacınız var..
Suç o rüzgarda ki çığlık atmayı ondan
öğrendi şair.
Suç rüzgarin dönen çığlığı.
hikayesinin sonunda yine aynı acı..
Benim kitabımda iyi bir Tanrı uyur çünkü,
Yatağımda kurutulmuş meni
Gazap, ölüm ve dini kararname ile..
bütün hikayem bundan ibaret.
Onlar fetva veriyor,
fetva ile öfke ve cinayet
iyi bir Tanrı'nın şiiri oluyor.
Tanrı bir şair oluyor.
Yaghma'nın şiirleri ölüyor.
Ben ağlıyorum..
Tanrı uyuyor Tanrı şair oluyor ben ağlıyorum.
bütün hikayem bundan ibaret,
kaktüs olmak istersen beni bul,
elimde şarkı söyleyen bir çölün sırrı var.
benimle kal çölün gizeminden başka birşey söylemem..
Yanıbaşında çölün; parolamız: “ayakta ölmek”
rivayet et rivayet et nasıl
ayakta öldüğümüzü ve hala
direniyor olduğumuzdan bahset.
Ayetlerimizi kötü kanımızı ve
alt üst oluşlarımızı.
deliliğimizi söyle onlara bizi
ayakta tutanın bu olduğunu..
İşte benim hikayem bundan ibaret.
Onlara söyle, benim hikayem, kan dolu bir masal
İyi bir Tanrı uyur çünkü..
benim kitabımda iyi bir Tanrı uyur bundan bahset.
Ve nasıl fetvayla
Tanrı'nın düzeninde öfke ve cinayet şiir olur..''