Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

zengin bir tüccar, altın fiyatına minik bir bülbül bir satın almış bülbüller sıradan kuşlardan olmadıkları gibi adamın satın aldığı bülbül çok daha farklıymış sabahtan akşama kadar hiç ama hiç yorulmadan en içli sesiyle ötüyor ve onun şarkısı tüccarın evinde yaşayan herkesi tam kalbinden vuruyormuş bülbülün sesi kimini neşelendiriyor kimini ağlatıyor duyanın içinde hapsolmuş bütün duyguları açığa çıkarıyormış bülbül geldikten sonra tüccarın evinden etrafa mutluluk yayılmaya başlamış bülbülü çok seven tüccar güneşli bir günde onu bahçeye çıkarmis bülbül bahcede oterken yanina baska bir kus konmuş. Aralarında kısa bir sohbet geçmiş, gelen kuş uzaklara doğru uçup gitmiş sonra fakat çok kısa ziyaretin ardından bülbül bir daha hiç ötmemiş. ne o gün sonraki günler tüccar bülbülün gönlünü almak için ona meyveler ikram etmiş müzisyenler getirtip şarkılar çaldırmış ona eşlik edecek dişi bir bülbül bile satın almış ama nafile hep sessiz kalmış Ölü sessizliğinden beri gözüme uyku Kısa bir sohbet geçmişe gelen kuş uzaklara doğru uçup gitmiş sonra fakat çok kısa ziyaretin ardından bir daha hiç öğretmemiş ne o gün sonraki günler tuncay birbirinin gönlünü almak için ona meyveleri ikram etmiş müzisyenler getirtip şarkılar çaldırmış ona eşlik edecek dişi bir bülbül biri satın almış ama nafile hep sessiz kalmış. Bülbülün sessizliğinden beri gözüne uyku girmeyen tüccar kral Süleyman’a başvurmaya karar vermiş Süleyman bütün hayvanların dilini bildiği için bülbülün derdini anlayıp devasını bulabilecek tek kişiymiş. Süleyman tüccarın derdini dinledikten sonra kafesi açık bülbülü eline almış küçük kuşu kulağına götürünce bülbül anlatmaya başlamış, büyük kral doğdum ormanda kafes nedir bilmezdim ailemin ve dostlarımın içinde etrafımı çiçek ve meyve ağaçlarıyla dolu tabiatın, bolluğun ve binbir çeşit güzelliğin içinde yaşardı bir gün kuşçu gelip fazlasıyla güzel kokulu bir meyveyle beni kandırıp yakaladi, beni satmaya çalıştı pazar öyle kalabalık gürültülü ve kargaşa içindeydi ki kalbim acıdı ve ben de acıma bir şarkıya dönüştürdüm sesimi duyan herkes dönüp bana baktı insanlar. insanlar baktıkça kuşçu da fiyatını arttırdı fiyatımı artırdıkça daha fazla insan beni görmeye geldi onlara baktıkça kalbim daha da incindi bu artan acıyı yine şarkıma kattım feryadımı duyan insanlar derdimi hiç umursamıyor sadece ötüşümle ilgilenip mest oluyordu. sonunda bu gördüğünüz tüccara satıldım günler aylar yıllar geçti kalbim her geçen gün ormanı daha fazla özlediğinden hiç durmadan öttüm . Ta ki bir dosta uğrayıp beni uyarıncaya kadar bana bu altın kafesin içinde oturup neden alıyorsun etrafındakilerin senin derdini umursamadığını görmüyor musun ağladığın sürece bu kafesten asla çıkamazsın dedi o günden beri hiç ağlamadım gönlüme taş basıp kafesimde bekledim özgürlüğüme kavuşamayabilirim belki ama en azından beni hapse edenlere eğlendirmeye son verebilirim demiş kral Süleyman tüccara duyduğu hikayeyi anlatınca adam kafesi açıp kuşu pencereden salıvermiş ötmeyen bir kuşu kafeste tutmanın bir anlamı yokmuş özgürlüğüne kavuşan bülbül arkasına bakmadan ormana doğru çıkmış o günden beri ormanda daldan dala ağaçtan ağaca uçuşu neşeyle şakıdıgi söylenirmiş.
·
211 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.