“...
Fakat şarkı söylemek, gülmek, dalmak hülyaya,
Yapayalnız ama hür seyahat etmek aya
Gören gözü, çınlayan sesi olmak ve canı
İsteyince şapkayı ters giymek, karışanı
Olmamak. Bir hiç için ya kılıcına ya
Kalemine sarılmak ve ancak duya duya
Yazmak, sonra da gayet tevazuyla kendine:
Çocuğum! demek, bütün bunları hoş gör yine,
Hoş gör bu çiçekleri, hatta bu kuru dalı,
Bunlar yabanın değil, kendi bahçenin malı!
Varsın küçük olsun fütuhatın, fakat bil,
Onu fetheden sensin yoksa başkası değil.
Ara hakkını hatta kendi nefsinden bile.
Velhasıl bir tufeyli sarmaşık zilletiyle
Tırmanma! Varsın boyun olmasın söğüt kadar,
Bulutlara çıkmazsa yaprakların ne zarar?
Kavaklar sıra sıra dikilse de karşına
Boy ver dayanmaksızın yalnız ve tek başına!
... ”
(s. 96)
Defalarca okudum bu alıntıyı. Genel olarak kitap bence çok akıcı değildi, okurken zorlandım ancak sırf bu kısmı için tekrar okumak isterim :')