Gönderi

Selânik, Osmanlı İmparatorluğu'nun çok mühim bir limanı idi. Eyalet merkezi idi. Üçüncü Ordu'nun merkezi de zaman zaman ya Selânik, ya Manastır olmuştur. Türkiye'nin İstanbul'dan sonra Avrupa'daki en büyük şehriydi. Şehrin nüfusu -o çağ için büyük rakam olan- 300.000'e yaklaşıyordu. Pek çok orta dereceli sivil ve askerî Türk okulu dışında bir hukuk fakültesi vardı. Mühim Türkçe gazete ve dergilerin yayınlandığı bir kültür merkeziydi. Bu sırada 31 yaşında bulunan Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Bey'in doğum yeri idi. Nice Türk büyüğü yetiştirmiş bir şehirdi. Bunların arasında kısaca “Selânika” (Selanikli) diye ünlü büyük tarihçi Mustafa Efendi (15401600) anılabilir. Klasik Türk tarihçilerinin en büyüğü olan Müneccimbaşı Şeyh Ahmed Dede (1631-1702) de Selânik doğumludur. Pek çok tekkesi arasında Mevlevîhâne'si ünlü idi. Büyük ticaret merkeziydi. Daha XVII. asırda Evliyâ Çelebi, “Bedestenindeki altın ve gümüş şakırtısından insana hayret gelir.” diyor... Selanik'i müdafaa ile görevli Tahsin Paşa, jandarma generali idi. Abdülhamid, ihtilâs (devlet malını çalma) suçunu tesbit ettiği buadamı bir köşede oturttu ve sert muamele etti. Meşrutiyet'te, eski rejimden zulüm gördüğü iddiasıyla parlayanların arasına girdi. Kendisine bir Türk kolordusu emniyet edildi. Muazzam kolordusunu, tek kurşun attırmadan, Yunanlılar'a, bütün silâhları ve Selånik şehri ile beraber teslim etti (9 Kasım 1912). Bir çirkef iştir ki, sayın okuyucularımın midelerini bulandırmamak için tafsilâtına girmiyorum.
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.