Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

111 syf.
9/10 puan verdi
·
824 günde okudu
Bu eserde; doğaya ve kendine verdiği zararın boyutlarını idrak edemeyen insanoğluna karşı; kendi çapında, kendi sınırlarında, kendi dilinde, direnişe geçen, öz suyu deli akan genç bir gürgen ağacı ile tanışıyoruz. Konu ilerledikçe kahramanın yemyeşil umutları üzerine kara bulut gibi çöken insanoğlunun ne kadar zalimleşebileceği gerçeği ile yüzleşiyoruz. Doğanın renklerine ne kadar kör, sesine ne kadar sağır olduğumuzu fark ediyoruz. Diğer ağaçların, kuşların, börtü böceklerin, nice dağın taşın, denizlerin, nehirlerin sessiz çığlıklarına ne denli kayıtsız kaldığımızı anlıyoruz. Bir gürgen dalından öğreneceğimiz ne çok şey var diye derin derin düşüncelere dalıyoruz. En sonunda da kurulan hayallerin yerle yeksan olduğu, sergilenen dik duruşun karşılık bulamadığı, hissedilen acının kelimelere dökülemediği duygusuyla, kararlı bir direnişe rağmen sonunda yok olmayı, çürümeyi isteyen gürgen ağacının kalbimizin derinliklerinde bıraktığı ince sızı ile baş başa kalıyoruz. Duru Türkçesi ve edebi anlatımı ile bizleri etkilemeyi başaran yazarın kitabından alıntıladığım bazı cümleler şunlardır… “Sözün özü, insanoğlu benim soyumun dilini çözememişti henüz; kokuca konuşsam da anlamazdı, renkce konuşsam da... Rüzgarı okumasını bilenler, canları isterse, hiç görmedikleri bir denizin tuzunu bile tadabilirlerdi sözgelimi.” “….insan bir savaş alanıydı. Ceket, gömlek, pantolon ya da etek giymiş, kravat takmış, tıraş olmuş, kokular sürmüş bir savaş alanı. Gülümseyen bir savaş alanı. Öpen hatta okşayan, konuşan, susan, çiçekler alıp çiçekler veren bir savaş alanı...” “Çünkü insanların büyük bölümü, birçok güzelliği göremezdi. Büyük bölümü, birçok güzelliğe dokunamazdı. Onlar, birer uyurgezer gibi geçip giderlerdi güzelliklerin yanından. Ya da kafalarına taktıkları başka bir güzelliğin peşinden koşarken, onun uğruna birçok güzelliği de ayaklarının altına alıp hiç farkına varmadan acımasızca ezerlerdi.” Eli baltalı adamların ikisi de duymadı beni. Duyduysa ormanda yaşayan çiçekler duydu yalnızca, kuytulara saklanan böcekler duydu. Sonra ağaçlar, kurtlar, kuşlar ve taşlar duydu. Aksakallı meşenin dediği gibi, insanın zalimliğine ağaçlarla kuşlar böceklerle otlar, hayvanlarla taşlar değil, ancak insan karşı koyabilirdi. Dönüp dolaşıp insanda başlıyor her şey, dönüp dolaşıp insanda bitiyordu.”
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.