Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

261 syf.
10/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
Ağlanacak Halimize Gülelim Bari
Yazarımız Evrim Alataş; Malatya'nın Akçadağ İlçesi'ne bağlı, Gölpınar Köyü'nde, 15 Nisan 1976 yılında doğdu ve ortaokul eğitimini bitirene kadar doğduğu bu köyde yaşadı. Dolayısıyla çocukluğu; Malatya/Maraş katliamları, 12 Eylül olayları, Kürt-Türk/Alevi-Sünni/Sağcı-Solcu kutuplaşmaları gibi, bir çocuk için hiç sağlıklı olmayan, gayet travmatik anılarla dolup taştı. Kitabı bitirdikten sonra, sizler için inceleme paylaşmaya karar verdiğimde, kitabın türünü sorgulayıp, karşıma çıkan "Roman" cevabını gördüğümde çok şaşırdım. Çünkü daha başından itibaren benim, anne-babamın, Kürt Alevisi toplumunun yaşadığı olayları öznel bir bakış açısıyla, kronolojik sırasıyla anlatıyordu kitap. İsmi roman bence; aslında anı, tarih, biyografi... Gerçek olan, kurgu olmayan bir kitap. Çünkü Malatya'daki kelime-i şahadet getirmeye çalışan, ağzı kan dolu alevi yumurta satıcısı gerçek. İşte alıntımız: #144640720 , işte Mehmet Ali Yılmaz'ın (65 yaşlarında, seyyar yumurta satıcısı) kurşun görmüş ağzından anlattığı olay: "Ben seyyar yumurta satıcısıyım. Geçimimi bununla sağlıyorum. Cezmi Kartay Caddesindeyim. Saldırı başladı. Polis yoktu, olanlar da seyirciydi. Tekbir getiriyorlar, ilahiler okuyorlardı. Saçlı, bıyıklı kimi görseler dövüyorlardı. Bu sırada dükkanların camları kırıldı. Ateş açıldı. Ortalık toz dumana döndü. Saldırganlardan biri bana ateş etti. Sağ kulağımın altından bir kurşun girdi ve dilimin bir kısmını ve takma üst dişlerimi parçalamak suretiyle dışarı çıktı. Ağzım kan içerisindeydi. Bu sırada bir grup beni yakalayarak 'kelime-i şahadet' getirmemi istedi. Ben de getirdim. Bıraktılar. Ötede başka bir grup tuttu, yine 'kelime-i şahadet' getirmemi istediler. Sonra 'yanlış okudu' diyerek dövdüler." Sonra yine Malatya Beylerderesi'nde öldürülen ve cesetlerine işkence edilen, sonradan Ahmet Kaya'nın sesinden aşinası olduğumuz "Karar Vermek Zor ( youtu.be/Sk_KWKZoOg4 )"gibi ağıtların anlattığı; İlker Akman, Hasan Basri Temizalp ve Yusuf Ziya Güneş ismindeki üç genç devrimci (kimine göre militan)... gerçekti. Atatürk'ün hayatı ile Hz.Muhammed'in hayatının birbirine karıştığı, yabancısı olunan Türkçe dilini konuşulabilmek için insan üstü çaba sarf edildiği, dininde ve dilinde bir şekilde karışıklıkların kol gezdiği esmer yüzlü Kürt Alevisi çocukların hunharca dövüldüğü... Hangi birini anlatayım? Maraş Katliamını mı: #144644693 , Deniz-Hüseyin-Yusuf' u mu, Sinan Cemgil'i mi, Mahir Çayan'ı, Ulaş Bardakçı'yı mı? Hikâye hepsine dokunuyor işte... Ama güzel olan taraf; yazarın kahkahayı her şeye rağmen yitirmemesi, tüm bunların neşeli bir havayla anlatması... İncelemenin başlığı o yüzden "Ağlanacak Halimize Gülelim Bari"... Kin, nefret, acı, gözyaşı orda kalmış; kalsın. Yazar sevginin diliyle konuşmuş, baki kalan o olsun. Umarım bu toplum bir daha asla ama asla böyle travmalar, trajedileler yaşamaz. Bu kitabı okuyun lütfen, keyifli okumalar dilerim...
Her Dağın Gölgesi Deniz'e Düşer
Her Dağın Gölgesi Deniz'e DüşerEvrim Alataş · İletişim Yayıncılık · 2014175 okunma
··
1.198 görüntüleme
Adem okurunun profil resmi
Sizin kadar olmasa da ben de çok etkileniyorum. Ama öğrenmemenin gerçeklerin değişmesinde, yaşananların hafiflemesinde bir yararı yok maalesef. Tarih tekerrür etmesin diye öğrenmek durumundayız. Katkınızdan dolayı çok teşekkür ederim 👍🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.