"Kendisi için ise güzellige hizmet etmesinin sevinci, onun için yeterti bir ücretti. Ve Ruth'u güzellikten çok seviyordu. Dünyadaki en iyi seyin aşk oldugunu düsünüyordu. Onun içindeki devrimin itici gücü aşk olmuştu, onu kaba bir denizciden bir öğrenciye ve bir sanatçıya donüştürmüştü. Bu nedenle ona göre bu üçünden en iyisi ve en büyügu, ögrenmekten ve sanatkarlıktan daha büyak olan aşktı. Şimdiden, anlamıştı ki kendi beyni, Ruth'un kardeşlerinin beyinlerinin ya da babasının beyninin otesine ulaştığı gibi, Ruth'unkini de geçmişti. Onun bir yıl kadarlık kendi kendine çalışması ve donanımı, dünya, sanat ve yaşam konularında ona Ruth'un sahip olmayi hiçbir zaman umut etmeyeceği bir ustalık vermişti. Bütün bunları kavramıştı, ama bu Ruth'a olan aşkını etkilemedi; ne de Ruth'un ona olan aşkı bundan etkilendi. Aşk fazlasıyla güzel ve soyluydu ve Martin aşkı eleştiriyle kirletmeyecek kadar sadıktı."