Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Ölüler yaşamaz! Hayatım boyunca kesinliğine güvendiğim biricik gerçek bilgiydi bu.” Müzisyen kimliğiyle tanıdığım ve çok sevdiğim Hüsnü Arkan’ın ilk romanı “Ölü Kelebeklerin Dansı” beklentilerimin çok ötesindeydi. Yazarlar isimlerinin diğer yazarlarla anılmasından hoşlanmazlar ama ben okurken Murakami’nin büyülü gerçekçiliğini, okurları kitabın içine çeken efsununu aldım. Hüsnü Arkan’ın ilmik ilmik dokuduğu kurgu özgün olmasının yanısıra sıra dışı ve okura son sayfaya kadar hiç ipuçu vermeden ilerliyor. Ölüm ve yaşam arasındaki ince çizginin sınırlarını aşarken, ana karakterin içsel monologlarına tanık olup kendinizi sorguluyorsunuz. “İçimde bir ses katilimi tanıdığımı söylüyor ve artık o sese eskisinden daha çok inanıyorum.” Ölümünün on altıncı gününde anılarını yazmaya karar veren Haldun, beyninin karanlık dehlizlerinde katilini ararken bize de anıları içerisinden yansıttığı distopyayı izletiyor. Güney ve kuzey arasındaki iletişim yasağı, hastalıklar açlık ve sefaletin kırıp geçirdiği insanları mayın döşenmiş bir denizle ayırarak o bölgeye mahkum etme. Ve her şeye rağmen buna direnen insanlar. Okunmaya değer ️ Ha sahi ölü kelebekler cidden dans eder mi? Yoksa bu sadece metafor mu?
Ölü Kelebeklerin Dansı
Ölü Kelebeklerin DansıHüsnü Arkan · Sia Yayınları · 2020455 okunma
·
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.