Eser, Kıbrıslı bir heykeltıraş olan Pygmalion’un kendi yaptığı bir heykele âşık olmasını konu ediniyor.
Sesbilimci olan sosyeteden Higgins, İngiliz dilinin diyalektiği üstüne uzmandır. Yeter ki yanında bir cümle edin, nerden geldiniz nereye gidiyorsunuz, alayını anlatır size. O derece yani. Kaba saba konuşan çiçekçi kız Eliza’yı bulur. Üstünde çalışır ve onu bir sosyete güzeline dönüştürür dil üzerinden. Sonra ne olur biliyor musunuz? Okuyunca görürsünüz :))
Ama klasik bir son diyebilirim