İslam'dan önce şahitlik, sadece kazai konularda uygulanıyordu. Hakim, hak isteyenden, olayı bizzat göreni istiyordu. İlk Müslümanlar, şahitlik sınırını genişletti ve bunu tarihi olaylara da uyguladırlar. Herhangi bir haber veya sözü -bir veya iki cümlelik de olsa- ancak onu gören ya da o olayı görenden duyan (bu silsile halinde nakledilebilir) kimse kabul ettiği zaman kabul ediyorlardı. Müslümanlar bunu herhalde daha önce de uyguladıkları için pek yadırgamadılar, doğal bir şey saydılar.