Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

174 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bir iç ses silsilesi
Bu incelemeyi yazmayı kitabı okurken çokça kurdum kafamda, yazmadan önce de diğer okurlar ne demiş diye bir göz gezdirdim incelemelere ve bir miktar şaşırdım. Çünkü incelemeler kitabın Hamza'nın iç sesi olduğu es geçilerek yapılmış. Aslında kafamda kurduğum inceleme başka bir yönde olacak iken bu incelemelerden sebep farklı bir yöne evrildi. O nedenle inceleme biraz da yazılan yorumları inceleme olacak. Kitap 4. kez üniversite sınavına hazırlanan 21 yaşında, Müslüman bir genç olan Hamza'nın iç sesi. Hamza sistemin yanlışlığından, bu yanlışlığın sürekli hoşgörü, ötekileştirmeme gibi söylemlerle öteye itilmesinden, sistemin bukalemunu olunmasından epey bıkkın. Sürekli bir düşünme hali içinde geçiriyor anlarını. Otobüste, yürürken, Aysu ile konuşurken vesair. Bu sık sık okurla konuşma havasına da bürünüyor. Ancak düşünce sistemi içinde zaman zaman ulan, falan, fişman gibi mânasız kelimeler, ara ara küfürler kullanıyor. Eleştirilerini dobra dobra lafı dolandırmadan geçiriyor içinden, zaman zaman bunu amcaları ile tartışırken de yapıyor. Birtakım kelimeler için kendi oluşturduğu sözlüğü de bulunuyor Hamza'nın: FİGAN-Ü LÜGATİ-T TÜRK. Hamza bu sözlükte kelimeleri açıklarken çeşit çeşit kurgular kullanıyor. Bu kurguların bazısı insana konudan konuya atlamanın akışla beraber pürüzsüzleşmesi ile keyif verse de, sözlüğün her bölümde açılması biraz yoruyor insanı. Neyse..gelelim eleştirilere. Hamza için kullandığı kelimelerin edebilikten uzak olduğu, Hamza'nın kaba, katı ve zaman zaman argo kelimeler kullandığı, yer yer nefsani arzularından söz ettiği, insanları İslam'a ısındırmaktan uzak ve sık sık sloganlara başvurduğu yönünde eleştiriler yapılmış. Bu eleştirilerin ana sorunu kitabın Hamza'nın iç sesi olarak yazıldığının es geçilerek yapılmış olması. Ne yazık ki iç sesler çoğu zaman edebilikten uzaktır yani çoğu kez ucuz kelimeler kullandırır bize, kabadır ve dışımıza yansıttığımız yumuşaklıkla alâkası yoktur. (Hamza'daki bu sertlik ve kabalık biraz da 4. kez sınava girmesinden kaynaklanıyor. Hayat onu istemediği konularda epey yormuş o da istediği konularda sertleşiyor biraz.) İç ses kabadır hele de bıkkın bir gence aitse, argo kelimeler çevreleyebilir zihnini. Hamza hem sistemi eleştiriyor, insanların zevkleri peşinde koşmasını, hem de nefsani arzulardan söz ediyor denmiş. Hamza da insan ve burada bir hata yapılıyor. İyilik kötülüğü bilmemek onu içten geçirmemek demek değil, bildiği halde yapmaktan geri durmaktır. Hamza kendiyle, sistemle, sistem bukalemunu kendi liderini tanrılaştıran insanlarla hesaplaşıyor, mücadelesini devam ettiriyor. Tüm bunları sorguluyor. Onun derdi birilerinin gönlünü İslam'a ısındırmak değil İslam diyenleri kendine getirmek, İslam'ın hassas dengeler üzerine kurulduğunu, düşmanının kim olduğunu hatırlatmak. Ömer Faruk Dönmez için de mesaj kaygısı ile yazmış kitabı demeye getirmiş bazı okurlar. Aslında Dönmez Hamzanın dilinden buna da cevap vermişti kitapta: "Valla bir yazar, çiçek böcek edebiyatı yapabilir, saçma imgelerle saçma metinler üretebilir, mesaj içermeyen, soyut ve modern ürünler verebilir; fakat emperyalizme/kapitalizme/modernizme karşı, direniş edebiyatı yapamaz, devrimci edebiyat yapamaz, siyasi edebiyat yapamaz. Peki neden? Öncelikle, sanat sevicileri tarafından, "mesaj kaygısı taşımakla' suçlanır ve hor görülür. Sonra, sistemin muhafızları, düşünce suçundan adamı asıverirler alimallah. (Asın ulan beni.) Tehlikeli meslekmiş. Yok kardeşim: bir adam, yazdıkları yüzünden başı derde girmedikçe, yazar sıfatıyla dolaşmasın ortalıkta." Hamza'nın sertliği, bıkkınlığı, artık hepimizde var biraz en azından Hamza'yı içimizden biri gibi görenlerde. Ne dersek diyelim Hamza haklı. Evet nefsani arzulardan bu şekide söz etmeseydi, evet argo kelimeler kullanmasaydı, evet figan-ü lügati-t Türk'ün dozunu kaçırmasaydı, evet Aysu ile konuşurken saçma bir aleme kaymasaydı. Ama yine de haklı Hamza hatta bir miktar fazla. Çünkü dediği gibi bazı şeylerin sert dobra dobra söylenmemesinin istenmesi sistem bukalemunlarının rahatı bozulmasın durum ortaya çıkmasın propagandası içeriyor. Açık bir kapı bırakıp anlatış biçimi eleştirilebilir diyeyim ancak Hamza değindiği konularda abartmıyor, Hamzanın abarttığını düşünenler hafife alıyor.İslam'ın hassas dengeler üzerine olmasının göz ardı edilmesinden bıkmış tükenmiş Hamza. Hamza..sanırım tanımak isterdim seni..
Hamza
HamzaÖmer Faruk Dönmez · İzi Yayınları · 20202,837 okunma
·
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.