Abdullah ve Peri'nin ayrılık öyküsünü anlatan bu kitap açık bir şekilde söylemek gerekirse Khaled Hosseini'nin en kötü kitabıydı.
Kitap kötü değildi ama yazar Khaled'in diğer kitaplarına nazaran daha az güzel. Yazarın diğer iki kitabını büyük bir zevkle okudum ama bu kitabı gerçekten sıkıcıydı. Ya da bana öyle geldi.
Kitabın sıkıcı gelmesinin sebebi belki aynı anda üç kitap okumamdan kaynaklanıyordur. Ama bana göre çok kopuk bir yapısı vardı kitabın. Kitabın başında ana iki karakterin çocukluk hallerini okumaya başlıyorsunuz ama ikinci bölümde onlardan hemen bağımsız Nebi adlı bir karakterin aşk maceralarına atlanılıyor. Tabi ana hikayeye katkısı var ama bence ikinci bölüm başlı başına bir kitap olurmuş.
Kitap yine klasik Khaled kurgusu. Afganistan'da geçiyor. Kabil şehri konu alınıyor. Amerika da geçen kısımlar var. Avrupai bir havada esirgenmiyor. Bunu yazarın diğer kitaplarında da görmüştük. Bu yazarın stili hem de yazar Afgan yani adam gidipte neden Norveç'te geçen bir kitap yazsın. Ama benden tavsiye üst üste okumayın yazarın kitaplarını. Çok fazla Kabil var.
Ama şöyle güzel bir yanı var:
Kabil de geçtiği için her kitabı Kabil'in her farklı yapısı görülüyor. Aynı zamanda Afganistan'ın. Yani Uçurtma Avcısı kitabında daha zengin bir kesimin yaşadıkları anlatılırken Bin Muhteşem Güneş'te Kabildeki kadınların durumu anlatılıyor. Bu kitapta ise Kabil'in köylük, kırsal ve fakir kesimi daha çok anlatılmaya çalışılmış. Ama zengin kesiminin de anlatıldığını unutmayalım.
Uzun lafın kısası Khaled Hosseini okumak istiyorsanız bu kitabından başlamayın.
Keyifli okumalar...